Elinizdeki eserde Wolfgang Smith, bilimsel dünya görüşüne yönelik ve “bilimsel gerçek” ile “bilimci inanç” arasındaki keskin ama
çoğunlukla gözden kaçan ayrıma dayalı bir eleştiriyi içeriden birisi sıfatıyla yapıyor. Bilim adına ortaya konan büyük inançsal
öğretilerin aslında bilimsel gerçekler değil; daha ziyade -hiç bir delilleri bulunmayan- bilimci kurgular olduğunu, incelikle ve kabule
zorlayan bir berraklıkla gösteriyor. Modern dünyanın entelektüel açıdan Prometeuscu mitler sendromundan başka bir şey üzerine
kurulmadığını fark ettiriyo
Tükendi
Gelince Haber VerElinizdeki eserde Wolfgang Smith, bilimsel dünya görüşüne yönelik ve “bilimsel gerçek” ile “bilimci inanç” arasındaki keskin ama
çoğunlukla gözden kaçan ayrıma dayalı bir eleştiriyi içeriden birisi sıfatıyla yapıyor. Bilim adına ortaya konan büyük inançsal
öğretilerin aslında bilimsel gerçekler değil; daha ziyade -hiç bir delilleri bulunmayan- bilimci kurgular olduğunu, incelikle ve kabule
zorlayan bir berraklıkla gösteriyor. Modern dünyanın entelektüel açıdan Prometeuscu mitler sendromundan başka bir şey üzerine
kurulmadığını fark ettiriyor.
Ancak bu, kitabın gerçekleştirdiği şeyin sadece bir kısmı. Onun asıl yaptığı, Hıristiyanlığın öğretileri vasıtasıyla bize ulaşan derin
metafiziksel ve dinsel kavrayışları yeniden tasdik etmesi ve bilimci varsayımların pençesinden kurtararak, uzun süredir gözlerden
uzak tutulagelmiş büyük hakikatleri nazara vermesi.
Oldukça güçlü ve derin olan bu metin, zamanımızın -ve tüm zamanların- en temel sorunlarına hitap ediyor. Modern dünyayı
şekillendiren gizli kabullenme ve varsayımları anlamak isteyen herkes için temel bir eser.