"Kapitalizmin suçları; işkenceden, sömürüden, insanların işsiz ve umutsuz bir yaşama mahkûm edilmesinden, aşağılanmasından, ulusların baskı altında tutulmasından ve hatta soykırımdan ibaret değil, ekolojik suç da var!Bu suç hayat(ımız)a kasteden, bütün insanlığa karşı işlenen bir cinayettir. Örneğin kapitalizm insan(lık)ı kısırlaştırır!Bilmiyor olamazsınız! Erkeklerdeki ortalama sperm sayısı 120 milyondan 15 milyona düştü... Kadınlar yumurtlama sorunu yaşıyor, erkeklerde sperm kalitesi ve sayısı düşüyor. 100 yıl önce sperm sayısı mililitrede 100-120 milyonken, Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine göre birçok erkekte rakam artık 15 milyon. Yani dünya giderek kısırlaşıyor... Bunda hava, su ve çevre kirliliği gibi faktörler çok etkili. Sanayide kullanılan ağır metallerin, gıdalarla, suyla ve havayla aldığımız yabancı maddelerin çok büyük rolü var. Benzindeki kurşun, ağır sanayide kullanılan civa, nikel, kadmiyum gibi metallerin hepsi toksiktir... Özellikle baca gazları kısırlıkta çok etkili... Sanayide kullanılan baca gazlarından çıkan dioksin kısırlık oranını önemli ölçüde artırıyor." sözleriyle Demirer, Kapitalizmin çevreye (havayı, suyu, toprağı kirletmek, kaynakların aşırı tüketimi gibi) doğrudan ve (insan etkinliğinin neden olduğu iklim değişiklikleri gibi) dolaylı saldırıları, biosu hızla yıkıma sürüklediğini anlatıyor. Salt emeğin sömürüsüne yaslanan kapitalizm döneminin çoktan geride kaldığını, sistemin artık dünya yaşamının her veçhesini doğrudan tüketerek ayakta kalabildiğini de söylüyor.Temel Demirer kitabında "Karşı koymazsak eğer tehlikededir günlük ekmeğimiz bacamızın tütmesi tehlikededir evimiz, aşkımız, çocuğumuz pencerede saksı kitap sevgisi, insan sevgisi tehlikededir." gerçeğini çarpıyor yüzümüze yüzümüze. Bilimselliği roman tadında sunuyor biz okurlarına.. Silkeliyor, sarsıyor, uyarıyor, uyandırıyor. Belki kitabı bir solukta okuyamayacaksınız belki,ama okuduktan sonra da nasıl soluk alabildiğinizi düşüneceksiniz derinden derinden.. Biri mutlaka ölecek ama kim olacağını siz belirleyeceksiniz!