Nakala köyünden çıkan yüz yetmiş sekiz kişi çift sıra hâlinde üç saattir Türkiye sınırına doğru yürüyordu. Her şey planlandığı gibiydi. Sınıra çok az kalmıştı. Kafilenin iki aksakalı en öndeydi. Kimse tek kelime etmiyordu. Bir ara karanlıkta yolu şaşıracak oldular. Dar yol ikiye ayrılıyordu. Celil Ağa sağdan diyordu: “Keşif yaptığımız yol bu!” Yusuf Dayı aksini söylüyordu. Kafilenin duraksamasını istemiyorlar ama yola da bir türlü karar veremiyorlardı. Hiç istemeseler de duraksadılar. Birbirine çarpanlar ve korkanlar uğultu çıkardılar. İşte o esnada Feride kucağında taşıdığı, kafileni
Tükendi
Gelince Haber VerNakala köyünden çıkan yüz yetmiş sekiz kişi çift sıra hâlinde üç saattir Türkiye sınırına doğru yürüyordu. Her şey planlandığı gibiydi. Sınıra çok az kalmıştı. Kafilenin iki aksakalı en öndeydi. Kimse tek kelime etmiyordu. Bir ara karanlıkta yolu şaşıracak oldular. Dar yol ikiye ayrılıyordu. Celil Ağa sağdan diyordu: “Keşif yaptığımız yol bu!” Yusuf Dayı aksini söylüyordu. Kafilenin duraksamasını istemiyorlar ama yola da bir türlü karar veremiyorlardı. Hiç istemeseler de duraksadılar. Birbirine çarpanlar ve korkanlar uğultu çıkardılar. İşte o esnada Feride kucağında taşıdığı, kafilenin en küçüğü Senem’le birlikte öndeki kaynanası Hüsne Kadın’a çarptı. Senem gözünü açar açmaz ağlamaya başladı...