“...Şeytan’ın Krallığının en karanlık kısmı, Tanrının Kilisesine tabi olmayan; yani, İsa Mesih’e inanmayanların bulunduğu kısmıdır. Ancak, bu nedenle Kilisenin (Goşen ülkesi gibi) Tanrının bize emrettiği işi yerine getirmemiz için gerekli olan tüm ışıktan yararlandığını da söyleyemeyiz. Hristiyanlıkta, neredeyse Havarilerin zamanından beri, hem dış savaş hem de iç savaş yoluyla birbirlerinin yerlerinden edilmeleri nereden geliyor? Kendi talihlerinin her küçük sefaletinde ve diğer insanlarınkinin her küçük üstünlüğünde böylesine tökezlemelerinin sebebi ne? ve aynı alamete, yani Saadet’e, eğer üzerim
Tükendi
Gelince Haber Ver“...Şeytan’ın Krallığının en karanlık kısmı, Tanrının Kilisesine tabi olmayan; yani, İsa Mesih’e inanmayanların bulunduğu kısmıdır. Ancak, bu nedenle Kilisenin (Goşen ülkesi gibi) Tanrının bize emrettiği işi yerine getirmemiz için gerekli olan tüm ışıktan yararlandığını da söyleyemeyiz. Hristiyanlıkta, neredeyse Havarilerin zamanından beri, hem dış savaş hem de iç savaş yoluyla birbirlerinin yerlerinden edilmeleri nereden geliyor? Kendi talihlerinin her küçük sefaletinde ve diğer insanlarınkinin her küçük üstünlüğünde böylesine tökezlemelerinin sebebi ne? ve aynı alamete, yani Saadet’e, eğer üzerimizde hüküm süren bir Gece ya da en azından bir Sis değilse, nail olmanın neye istinaden bu kadar çok çeşidi var? Bu nedenle halen Karanlığın koynundayız...”