12 Eylül’le ilgili edebiyatın klasikleşen bir yapıtı olan Kardelen, bir direncin, bir umudun simgesi olmuştur.
Öner Yağcı, Kardelen’de 12 Eylül günlerinin en çok acı çeken insanları olarak çocuklarımıza dikkat çeker. Annesi ölen Gülcan, babasının hapisten çıkmasını beklemektedir. Roman, bu bekleyişteki anımsadıklarıyla, düşündükleriyle, babasına yazdığı mektuplarla Gülcan’ın 12 Eylül tanıklığı ve yaşamı sorgulamasıdır. Prof. Dr. Bahri Savcı, *Eylül acısını çekmek yetmez. Çekilenleri ötekilerin de duyumsaması, algılaması ve yüreklerinde, bir bilinç arzusu olarak korumaları ve fakat ezilmemeleri de gerekir. Kardelen’in, karakışa kafa tutarcasına, çiçeğini, inatla üretip bahara doğru uzatması gibi, siz de Gülcan kız örneği, sev
Tükendi
Gelince Haber Ver12 Eylül’le ilgili edebiyatın klasikleşen bir yapıtı olan Kardelen, bir direncin, bir umudun simgesi olmuştur.
Öner Yağcı, Kardelen’de 12 Eylül günlerinin en çok acı çeken insanları olarak çocuklarımıza dikkat çeker. Annesi ölen Gülcan, babasının hapisten çıkmasını beklemektedir. Roman, bu bekleyişteki anımsadıklarıyla, düşündükleriyle, babasına yazdığı mektuplarla Gülcan’ın 12 Eylül tanıklığı ve yaşamı sorgulamasıdır. Prof. Dr. Bahri Savcı, *Eylül acısını çekmek yetmez. Çekilenleri ötekilerin de duyumsaması, algılaması ve yüreklerinde, bir bilinç arzusu olarak korumaları ve fakat ezilmemeleri de gerekir. Kardelen’in, karakışa kafa tutarcasına, çiçeğini, inatla üretip bahara doğru uzatması gibi, siz de Gülcan kız örneği, sevgi-barış-umut çiçeklerinizi üretip geleceğe doğru uzatınız…* der. Çünkü *Kardelenler, boynu bükük değillerdir, inattırlar. Amansız kışa dur derler usanmadan. Her kış yeniden uzatırlar çiçek boylarını. Gönül ışıtırlar…*