Kartalın Pençesinde” isimli bu eser, birbirini kronolojik olarak takip edecek olan 4 ciltlik “Türk`ün Tarihiİ” projesinin ikinci cildini oluşturmaktadır.
Türklerin İslamiyet`i kabul ederek yeni bir medeniyet dairesine girmeleri ve ilk Müslüman Türk devletleri ile başlayan bu eserin konusu daha çok Selçuklu devri Türk tarihidir. Özellikle yeni bir medeniyet dairesine girilmesi nedeniyle bu dönem adeta bir geçiş dönemi gibidir.
Siyasi bakımdan hâkimiyet alanı yaklaşık 10 milyon kilometre kareyi bulan ve daha Sultan Melikşah döneminde Antakya`da Akdeniz`e ulaşan Büyük Selçuklu İmparatorluğu ve bağlı dev
Tükendi
Gelince Haber VerKartalın Pençesinde” isimli bu eser, birbirini kronolojik olarak takip edecek olan 4 ciltlik “Türk`ün Tarihiİ” projesinin ikinci cildini oluşturmaktadır.
Türklerin İslamiyet`i kabul ederek yeni bir medeniyet dairesine girmeleri ve ilk Müslüman Türk devletleri ile başlayan bu eserin konusu daha çok Selçuklu devri Türk tarihidir. Özellikle yeni bir medeniyet dairesine girilmesi nedeniyle bu dönem adeta bir geçiş dönemi gibidir.
Siyasi bakımdan hâkimiyet alanı yaklaşık 10 milyon kilometre kareyi bulan ve daha Sultan Melikşah döneminde Antakya`da Akdeniz`e ulaşan Büyük Selçuklu İmparatorluğu ve bağlı devletler söz konusudur. Anadolu, Ortadoğu ve Kafkasya`nın Orta Asya`dan gelen yoğun göçlerle “Türkleştiği”, sonrasında Türkmen kitlelerinin Rumeli`ye doğru akacağı bir döneme giriyoruz. Cengiz Han ile birlikte büyümeye ve yayılmaya başlayan Türk-Moğol devletlerinin şekillendirdiği “Türk Dünyası” da bu dönemin önemli bir konusudur.
Esasında bu dönem hem kuruluşların, hem de parçalanmaların; yani bir bakıma hem yeni doğumların hem de yok oluşların tarihi gibidir. Ama en önemlisi Türklüğün Ön Asya`da tutunduğu ve buraları yurt haline getirdiği bir dönemdir. Bu nedenle “Kartalın Pençesinde” isimli eserimizde anlatılanlar “Türk`ün Tarihi”nin çok önemli sayfalarını oluşturmaktadır.