Oyun teorisi uzun zamandır sosyal bilimcilerin ve meraklıların ilgisini çekiyor. Kimileri tarafından, gün geçtikçe karmaşıklaşan insan dünyasını anlamanın anahtarı ve sosyal bilimlerin kutsal kâsesi sayılırken, başkaları onu dünyayı zorla matematiğe sığdırmanın gösterişli bir yolu olarak görüyor. Rekabeti, çatışmayı, işbirliğini anlamak ve bu anlayışı kendi avantajına dönüştürmek herkese cazip geliyor ama oyun teorisinin ufak bir “kusuru” var: Ardında yatan mantık ve matematiği anlamak zaman zaman güç olabiliyor ve bu durum onu bir gizem perdesinin ardında, uzman olmayanlardan uzak tutuyor.
Ig Nobel &Ou
Tükendi
Gelince Haber VerOyun teorisi uzun zamandır sosyal bilimcilerin ve meraklıların ilgisini çekiyor. Kimileri tarafından, gün geçtikçe karmaşıklaşan insan dünyasını anlamanın anahtarı ve sosyal bilimlerin kutsal kâsesi sayılırken, başkaları onu dünyayı zorla matematiğe sığdırmanın gösterişli bir yolu olarak görüyor. Rekabeti, çatışmayı, işbirliğini anlamak ve bu anlayışı kendi avantajına dönüştürmek herkese cazip geliyor ama oyun teorisinin ufak bir “kusuru” var: Ardında yatan mantık ve matematiği anlamak zaman zaman güç olabiliyor ve bu durum onu bir gizem perdesinin ardında, uzman olmayanlardan uzak tutuyor.
Ig Nobel Ödülü sahibi fizikçi ve yazar Len Fisher’a göreyse bu böyle olmak zorunda değil çünkü hayat oyun teorisinin ta kendisi! Kardeşlerin bir keki aralarında paylaşmalarından, ev işlerinin bölüşülmesine, çiftlerin birbirini “idare etmesinden”, kaldırımda yol verme kavgasına, savaş çıkarmaktan barış antlaşmaları imzalamaya kadar neredeyse her yerde yalın ve büyüleyici bir mantık işbaşında ve bu mantığı öğrenmek aslında çok kolay. Bu kitap oyun teorisinin ne olduğunu, temel kavramlarını, amacını ve onu hayatımızı iyileştirmek için nasıl kullanabileceğimizi, Fisher’ın kendi hayatından da bazen gülünç, bazen şaşırtıcı örneklerle sade, mizahi ve eğlenceli bir dille anlatıyor. Bilimsel bir bakışla hayatınızın dizginlerini elinize almanıza izin verecek ipuçları sunuyor.