“Hepsinin sonu gelecek, Kaptan. On yıllar alabilir veya yüzyıllar sürebilir. Önemli değil. Yine de her şeyin sonu gelecek ve bu, her insan hareketinin –her insan düşüncesinin– zamanın şafağından bu yana koca bir inkârı olacak. Varlığımız silinecek. Sana bir şeyi garanti ederim; sonuç gerçekten belli olsa bile gerçek bir kıyım olacak. Ama biliyor musun? Buna dair tek bir lanet anı bile görmek için buralarda olamayacağız. Bu beni hayal edebileceğinden çok daha fazla sinirlendiriyor.”
Yıl 2605.
Bundan 190 yıl önce Ana Yuva’dan ayrılan uzay gemileri, farklı medeniyetl
Tükendi
Gelince Haber Ver“Hepsinin sonu gelecek, Kaptan. On yıllar alabilir veya yüzyıllar sürebilir. Önemli değil. Yine de her şeyin sonu gelecek ve bu, her insan hareketinin –her insan düşüncesinin– zamanın şafağından bu yana koca bir inkârı olacak. Varlığımız silinecek. Sana bir şeyi garanti ederim; sonuç gerçekten belli olsa bile gerçek bir kıyım olacak. Ama biliyor musun? Buna dair tek bir lanet anı bile görmek için buralarda olamayacağız. Bu beni hayal edebileceğinden çok daha fazla sinirlendiriyor.”
Yıl 2605.
Bundan 190 yıl önce Ana Yuva’dan ayrılan uzay gemileri, farklı medeniyetleri keşfetmek üzere görevlendirilmiş olsalar da büyük bir tehdidin açığa çıkmasını sağladılar.
Zekâya karşı savaş açan ve bütün insanlığı yok etmek üzere harekete geçen makineler!
Bir yanda makinelerin hazırlıkları, diğer yanda insanları kurtarmaya çalışan kahramanlar, bir diğer yandaysa galaksinin en güçlü 40 silahını ele geçirmeye çalışan Birleşimciler.
Alastair Reynolds, Keşif Uzayı serisinin ikinci kitabıyla maceraya kaldığı yerden devam ediyor ve medeniyete, insana dair yeni sorular sormaktan çekinmiyor.