Bu çalışma, kelam ve fıkıh usulü arasında var olan karşılıklı ilişkiyi incelemektedir. Söz konusu ilişki öncelikle, usulcülerin, açığa çıkarılan hükümleri kelami prensiplere irca etme ihtiyacından doğmuştur. Bu ihtiyacı ortaya çıkaran temel sebeplerin ne olduğu ve ilgili problemin tarihsel olarak nasıl bir süreç takip ettiği ele alınmıştır. Bu bağlamda, fıkıh usulü teorisinin kelami zemini, hukukun iradi kaynağıyla ilişkili olmak üzere değerlendirilmiştir. Yine fıkıh usulü teorisini oluşturan hüküm, deliller ve istinbat yöntemleri, kelami/felsefi temelleri esas alınmak suretiyle incelenmiştir. Hükmün;
Tükendi
Gelince Haber VerBu çalışma, kelam ve fıkıh usulü arasında var olan karşılıklı ilişkiyi incelemektedir. Söz konusu ilişki öncelikle, usulcülerin, açığa çıkarılan hükümleri kelami prensiplere irca etme ihtiyacından doğmuştur. Bu ihtiyacı ortaya çıkaran temel sebeplerin ne olduğu ve ilgili problemin tarihsel olarak nasıl bir süreç takip ettiği ele alınmıştır. Bu bağlamda, fıkıh usulü teorisinin kelami zemini, hukukun iradi kaynağıyla ilişkili olmak üzere değerlendirilmiştir. Yine fıkıh usulü teorisini oluşturan hüküm, deliller ve istinbat yöntemleri, kelami/felsefi temelleri esas alınmak suretiyle incelenmiştir. Hükmün; deliller, delillerden hüküm çıkarma yöntemleri ve delillerden hükmü kimin çıkaracağından ibaret olduğu dile getirilebilir. Buradan hareketle hüküm ile irtibatlı olmak üzere hâkim problemi ele alınmıştır. Fıkıh usulü ve kelam arasındaki ilişkinin Kitab ve sünnetin tanımlarına ve bağlayıcılıklarına yansıma biçimi de bu çalışmada yer almaktadır. Son olarak kelami tercihlerin; icma, kıyas, istihsan, maslahat, istishab gibi fıkıh usulü yöntemlerini belirlemedeki etkisi değerlendirilmiştir.