İnsanı, tabiatın yarattığı en zayıf varlık olarak tanımlayabiliriz; yaza kışa, sıcağa soğuğa, küçük bir serçe kadar bile dayanıklı değildir. Bununla birlikte *tabiatın yarattığı en muhteşem mucizedir* de diyebiliriz.
İnsan, küçük bir örneği olduğu kâinat ve içinde yaşadığı tabiat karşısında acizdir ama aklı sayesinde keşif yapma yetisine de sahiptir. Dışındaki tabiatı olduğu kadar içindeki tabiatı da keşfettiği ölçüde güçlenir; bu gücü kullanarak dünyasını değiştirebilir, dönüştürebilir, kendini yeniden yaratabilir.
İnsan, kendi içine yaptığı yolculukta vicdanına ulaşır; sevmeyi, şefkati, paylaşmayı, gülmeyi, erdemleri çoğaltıp büyüterek mutlu olmayı keşfeder, bunların gücüne sahip olur ve bu gücü kullanır. Asıl elde edilmesi
Tükendi
Gelince Haber Verİnsanı, tabiatın yarattığı en zayıf varlık olarak tanımlayabiliriz; yaza kışa, sıcağa soğuğa, küçük bir serçe kadar bile dayanıklı değildir. Bununla birlikte *tabiatın yarattığı en muhteşem mucizedir* de diyebiliriz.
İnsan, küçük bir örneği olduğu kâinat ve içinde yaşadığı tabiat karşısında acizdir ama aklı sayesinde keşif yapma yetisine de sahiptir. Dışındaki tabiatı olduğu kadar içindeki tabiatı da keşfettiği ölçüde güçlenir; bu gücü kullanarak dünyasını değiştirebilir, dönüştürebilir, kendini yeniden yaratabilir.
İnsan, kendi içine yaptığı yolculukta vicdanına ulaşır; sevmeyi, şefkati, paylaşmayı, gülmeyi, erdemleri çoğaltıp büyüterek mutlu olmayı keşfeder, bunların gücüne sahip olur ve bu gücü kullanır. Asıl elde edilmesi gereken güç budur; bu güce ulaşan insan kendini sevmeyi öğrenir, kendine olan güvenini artırır.
İnsan aynı zamanda sosyal bir varlıktır; tek başına ağlayabilir ancak tek başına gülerek mutlu olamaz. Gülmekse kendini sevmekle, kendine güvenmekle ortaya çıkan bir eylemdir.
Kendinizi keşfetmeniz, sevmeniz; kendinize güvenmeniz ve içten gelerek ağız dolusu gülmeniz dileğiyle…