Fuzulî’nin 1547 yılında yazdığı Hadikatü’s-Süeda (Saadete Ermişlerin Bahçesi) kitabının 1583-1591 yılları arasında yazılmış bir nüshasından günümüz Türkçesine sadeleştirilmiştir. Kitap, Fuzulî’nin tarih ve edebiyatı eşsiz bir ustalıkla işlediği bir Kerbela günlüğüdür. Kerbela hakkında zihinlerde oluşan sorulara hakkıyla cevap vermektedir.
*Gözyaşı yüklü zamanın kara kaleminin desteğiyle meydana gelen bu namlı nüsha ve kararsız şaşkının divitinin yardımıyla yazılan bu değerli kitap, Kerbela Sultanı Ali oğlu Hüseyin’in zafernamesidir ki dert meydanında ciğer yakan elem ahı çekerek ve her an ıslak gözlerinden kanlar dökerek kalabalık belalar ordusu birliği ve sayısız musibet askerleri topluluğu ile Süphani (İlahî) lütufların meml
Tükendi
Gelince Haber VerFuzulî’nin 1547 yılında yazdığı Hadikatü’s-Süeda (Saadete Ermişlerin Bahçesi) kitabının 1583-1591 yılları arasında yazılmış bir nüshasından günümüz Türkçesine sadeleştirilmiştir. Kitap, Fuzulî’nin tarih ve edebiyatı eşsiz bir ustalıkla işlediği bir Kerbela günlüğüdür. Kerbela hakkında zihinlerde oluşan sorulara hakkıyla cevap vermektedir.
“Gözyaşı yüklü zamanın kara kaleminin desteğiyle meydana gelen bu namlı nüsha ve kararsız şaşkının divitinin yardımıyla yazılan bu değerli kitap, Kerbela Sultanı Ali oğlu Hüseyin’in zafernamesidir ki dert meydanında ciğer yakan elem ahı çekerek ve her an ıslak gözlerinden kanlar dökerek kalabalık belalar ordusu birliği ve sayısız musibet askerleri topluluğu ile Süphani (İlahî) lütufların memleketlerini ele geçirmiş ve ilahî şefkatlerin iklimlerini fethedip (Allah’a) yakınlık saltanatının tahtında kemal derecesine ermiştir.
Gerçekten de Şehit Hüseyin’in şehadet olayını anmak ihlas ve inanç kemalinin yenilenmesine sebep olmasından dolayı ibadetin aynıdır (özüdür) ve Kerbela Mazlumu’nun musibet olayını tekrar etmek gaflet ehlinin uyanmasına neden olmasından dolayı saadetin kemalidir.
Gerçi Kerbela Olayı’nın anısını beyan eden matem dili elem şimşeğinden bir can yakıcı kıvılcımdır ve şehitlerin hallerini yazan acı arttırıcı kalem keder yayından kalbi yaralayan bir oktur ama o can yakıcı kıvılcım alevlendiğinde muhabbet erbabının sinesinden başka yanacak ocak bulmaz ve o kalp yaralayan ok uçtuğunda vefa ashabının kalbinden başka (bir şeyi) hedef almaz.
Hakikaten hangi fazilet, bütün meşhur İmamların ve ulu Seyyidlerin O’nun soyundan gelip Seyyidlik silsilesinin O’na bağlanmasından daha fazladır ve hangi mertebe, mateminin yenilenmesi vesilesiyle kıyamete kadar hak ile batılın hakikatinin ayırt edilmesinden daha yüksektir.