Çapraz Oyun’un yazarından
Yine soluk soluğa bir serüven…
Değerli okurlarım,
Bugün sizlerle birlikte uzun bir yolculuğa çıkıyoruz. Daha doğrusu yıllardır düşlerimde yaşattığım, fırsat buldukça da bilgisayarıma aktardığım bölümlerden oluşan Zaman Gezginleri dizisinin ilk bölümü olan Kerim ile Sibel ile bu yolculuğun ilk ve en önemli adımını atıyoruz.
Günlerden 5 Mayıs 2009
Ortaköy – İstanbul Saat 22.15
Barmenin önüne koyduğu buğulu bardağa uzandı, tam içkisinden ilk yudumunu alacaktı ki kapıdan giren o genç kadını gördü.
Güzel, çekici, egzotik, baştan çıkarıcı…
Aklına gelen hiçbir sıfat gördüklerini tarif etmeye yetmiyordu. Kendinden emin, sakin bir yüz. İnce hatlı bir burun, olağanüstü derin b
Tükendi
Gelince Haber VerÇapraz Oyun’un yazarından
Yine soluk soluğa bir serüven…
Değerli okurlarım,
Bugün sizlerle birlikte uzun bir yolculuğa çıkıyoruz. Daha doğrusu yıllardır düşlerimde yaşattığım, fırsat buldukça da bilgisayarıma aktardığım bölümlerden oluşan Zaman Gezginleri dizisinin ilk bölümü olan Kerim ile Sibel ile bu yolculuğun ilk ve en önemli adımını atıyoruz.
Günlerden 5 Mayıs 2009
Ortaköy – İstanbul Saat 22.15
Barmenin önüne koyduğu buğulu bardağa uzandı, tam içkisinden ilk yudumunu alacaktı ki kapıdan giren o genç kadını gördü.
Güzel, çekici, egzotik, baştan çıkarıcı…
Aklına gelen hiçbir sıfat gördüklerini tarif etmeye yetmiyordu. Kendinden emin, sakin bir yüz. İnce hatlı bir burun, olağanüstü derin bakan kapkara gözler, kadınsı davetinden bihaber çocuksu dudaklar. Minnacık kulaklarını örtmeyen kısacık saçlar ve sol yanağında siyah bir ben...
Her şey bir anda olur aslında. Sonsuzluk o anın içindedir sanki. Sonlu bir hayata sonsuz bir aşk sığar mı?
Zaman bir yanılsama, aşk tekinsiz bir oyun mudur?
Aşk ve hayal, zamanı ve gerçeği aşabilir mi?