*...Yabancı bir dili akıcı şekilde konuşan biri, ilk zamanlarında istediklerini değil sadece söyleyebildiklerini söyler. İşte ben de öyle resim yapıyordum ve Stroud orada yatıp beni izlerken, resim tekniğimin de iskambil kâğıtlarından yapılan bir ev gibi yıkıldığını anladım. Stroud beni küçümsemiyordu, anlıyorsun ya, zavallı Stroud, sadece sessizce izliyordu ve gri sakalının üzerindeki dudaklarından sessizce, ‘Ne yaptığını biliyor musun?’ diye sorduğunu duyabiliyordum.*
Amerikan edebiyatının önemli yazarları arasında anılagelen Edith Wharton her ne kadar romanlarıyla öne çıkmış olsa da, öyküleriyle de adından söz ettirmeyi başarır.
Wharton’ın karakterleri hem kendileriyle hem de birbirleriyle çatışma halindedir; kimi zaman ku
Tükendi
Gelince Haber Ver*...Yabancı bir dili akıcı şekilde konuşan biri, ilk zamanlarında istediklerini değil sadece söyleyebildiklerini söyler. İşte ben de öyle resim yapıyordum ve Stroud orada yatıp beni izlerken, resim tekniğimin de iskambil kâğıtlarından yapılan bir ev gibi yıkıldığını anladım. Stroud beni küçümsemiyordu, anlıyorsun ya, zavallı Stroud, sadece sessizce izliyordu ve gri sakalının üzerindeki dudaklarından sessizce, ‘Ne yaptığını biliyor musun?’ diye sorduğunu duyabiliyordum.*
Amerikan edebiyatının önemli yazarları arasında anılagelen Edith Wharton her ne kadar romanlarıyla öne çıkmış olsa da, öyküleriyle de adından söz ettirmeyi başarır.
Wharton’ın karakterleri hem kendileriyle hem de birbirleriyle çatışma halindedir; kimi zaman kutsalını arayan bir Keşiş, kimi zaman sanatını başka sanatlar için feda eden bir ressam, kimi zaman da yönetilen bir yönetici... Hepsinin sosyal statüleri, yaşları, cinsiyetleri, yetenekleri ya da ülkeleri üzerinden yaratılan çatışmalar çoğunlukla ahlaki çözmezler üzerine kuruludur.
Yedi öyküden oluşan Keşiş ve Yabani Kadın, 1908’de yazılmıştır, ama Wharton’ın işlediği duygular, değindiği ikilemler etkisini günümüzde de sürdürmektedir.
Wharton’a kulak verin!