2006 Müfredatına Göre Hazırlanmıştır.
Kitabımız Tübitak Ulusal Kimya Olimpiyatı sınavlarına hazırlanan öğrencilerimiz, öğretmenlerimiz, kimya öğrenmek ve öğretmek isteyen kimya severler için hazırlanmıştır.
Kimya 1’in konu kapsamı, *İçindekiler* de de görüleceği gibi dört yıllık müfredata göre değildir. Kapsamı daha geniştir. Yazarın ve yayınevinin amacı okurun önüne süreklilik taşıyacak kimya konuları için ayrıntıları da içeren bir doküman koymak. Yayınevinin kalite ve içeriği, ticaretin önüne koyarak yazarla aynı amaçta karar kılması, ülkemizde sık rastlanan bir olgu değil. Bunun için Altın Nokta Basım Yayın Dağıtım ekibine Halil İ. Akçetin’e teşekkürlerimi bildirmek istiyorum.
Bu kitap enikonu bir kimya kitabı. Ben b
Tükendi
Gelince Haber Ver2006 Müfredatına Göre Hazırlanmıştır.
Kitabımız Tübitak Ulusal Kimya Olimpiyatı sınavlarına hazırlanan öğrencilerimiz, öğretmenlerimiz, kimya öğrenmek ve öğretmek isteyen kimya severler için hazırlanmıştır.
Kimya 1’in konu kapsamı, “İçindekiler“ de de görüleceği gibi dört yıllık müfredata göre değildir. Kapsamı daha geniştir. Yazarın ve yayınevinin amacı okurun önüne süreklilik taşıyacak kimya konuları için ayrıntıları da içeren bir doküman koymak. Yayınevinin kalite ve içeriği, ticaretin önüne koyarak yazarla aynı amaçta karar kılması, ülkemizde sık rastlanan bir olgu değil. Bunun için Altın Nokta Basım Yayın Dağıtım ekibine Halil İ. Akçetin’e teşekkürlerimi bildirmek istiyorum.
Bu kitap enikonu bir kimya kitabı. Ben bu kitapların kuru, eklektik bilgi yığını olmasını istemiyorum. Ne yazık ki ülkemizde bilgi de “devletleştirilmiş“ olduğu için bu konularda adım atmak kolay olmuyor. Oysa kaybeden, geri kalan, geleceği kararan başkası değil, biziz. Neyse bu sıkıntı verici konudan uzaklaşmak için kimyacı bir bilim adamımıza, Prof. Dr Yusuf Yağcı’ya söz verelim:
Yirmi birinci yüzyılda ülkemizin durumunu gösterecek iki temel veri vardır: Biri ekonomi ile ilgili ihracat rakamları, diğeri bilim kapasitemiz; bilime ayırdığımız kaynak, bilim sanayi ikileşmesi ve çok yönlü bilimsel ilişkiler. Bizi ilgilendiren bütünüyle bilim kapasitesi dediğimiz ikinci verinin istenir düzeyde olması, konunun önemsenmesi ve bazı koşulların gerçekleştirilmesi ile sağlanır. Her şeyden önce bellememe değil, öğrenmeye dayalı iyi bir temel eğitimin verilmesi gerekir. Eğitim programlarında yapılan geliştirmelerin yanı sıra, araştırma - eğitim ilişkisinin en üst düzeyde tutulması zorunlu bir yaklaşım olmalıdır. Yetersiz temel eğitimi almış kişilerin araştırmada başarılı olması zordur. Bu eksiklik araştırma sırasında giderilse bile birbiriyle bilimsel olayları kavrama ve birbiriyle ilişki kurma ve deneysel bulguların değerlendirilmesindeki olumsuz etki göz ardı edilemez.
Ramazan Karakale