Kırılma Noktası’nda, gündelik hayatın tedirginliklerini, dümdüz akıp giden zamanda yaşanan ani çatırdamaları, kendinizi buluverdiğiniz virajları anlatıyor Oğuz Dinç. Ufacık bir olay, ufacık bir duygu, içe işleyen bir bakış, her öyküde başrol olmaya hak kazanıyor ve kimi zaman tebessüm, kimi zaman hüzünle hatırlanacak engin bir anlatıya dönüşüyor. Gerginlikler, endişeler, yaşam çabasını özetleyen, çoğu insan için bir anekdottan ibaret olacak anlar Kırılma Noktası’nda sahnelendikçe, görmezden geldiklerinizi görmeye, hayatı daha yakından hissetmeye başlıyorsunuz.
Tükendi
Gelince Haber VerKırılma Noktası’nda, gündelik hayatın tedirginliklerini, dümdüz akıp giden zamanda yaşanan ani çatırdamaları, kendinizi buluverdiğiniz virajları anlatıyor Oğuz Dinç. Ufacık bir olay, ufacık bir duygu, içe işleyen bir bakış, her öyküde başrol olmaya hak kazanıyor ve kimi zaman tebessüm, kimi zaman hüzünle hatırlanacak engin bir anlatıya dönüşüyor. Gerginlikler, endişeler, yaşam çabasını özetleyen, çoğu insan için bir anekdottan ibaret olacak anlar Kırılma Noktası’nda sahnelendikçe, görmezden geldiklerinizi görmeye, hayatı daha yakından hissetmeye başlıyorsunuz.
İşte vapurun kenarındalar. Kadın huzur buluyor. Gönülleri yabancı ama insan insana muhtaç. Kadın, için için hıçkırır gibi. Ağlıyor mu? Adam bakmıyor. İstiyorsa ağlasın. Kadının ağlayıp ağlamadığını akşam omzuna soracak. Merak ederse. Aklında kalırsa. İnsan, insana muhtaç.