Keltler, Galyalılar, Frenkler ve nihayetinde Fransızlar.
Romalıların Galyalılar olarak adlandırdıkları bu kabileler, 6 – 7 milyonluk nüfuslarıyla Alpleri aşarak geçmişte Yunanistan ve Anadolu içlerine kadar ilerlemişlerdir. Romalılarla mücadele içine girmiş ve MÖ. 390 yılında Roma’yı yağmalamışlardır. Bu savaşçı kabileler Julius Caesar tarafından mağlup edilmiş ve nihayetinde Roma kültürü içerisinde asimile olmaya başlamışlardır. Akabinde Galce ile Latince dilleri kaynaşmaya başlamış ve yeni bir dil, farklı bir kültür oluşmaya başlamıştır. Caesar’ın Galyalıları mağlup etmesinin üzerinden geçen beş yüzyıl sonrasında Frenk
Tükendi
Gelince Haber VerKeltler, Galyalılar, Frenkler ve nihayetinde Fransızlar.
Romalıların Galyalılar olarak adlandırdıkları bu kabileler, 6 – 7 milyonluk nüfuslarıyla Alpleri aşarak geçmişte Yunanistan ve Anadolu içlerine kadar ilerlemişlerdir. Romalılarla mücadele içine girmiş ve MÖ. 390 yılında Roma’yı yağmalamışlardır. Bu savaşçı kabileler Julius Caesar tarafından mağlup edilmiş ve nihayetinde Roma kültürü içerisinde asimile olmaya başlamışlardır. Akabinde Galce ile Latince dilleri kaynaşmaya başlamış ve yeni bir dil, farklı bir kültür oluşmaya başlamıştır. Caesar’ın Galyalıları mağlup etmesinin üzerinden geçen beş yüzyıl sonrasında Frenk lider Clovis tacı takmış ve Galya yerine artık Fransa olarak adlandırılacak bu bölgede bağımsız bir hanedan kurmuştu. Bu hanedanla birlikte bir Fransa Krallığı oluşmuş ve gitgide güçlenerek yoluna devam etmiştir.
Zaman içerisinde kanlarına giren demokrasi düşüncesi ile birlikte Fransızlar, despot krallardan kurtulma ve kendilerini de yönetim sürecine dâhil etme isteğiyle çeşitli girişimlerde bulundular. Birinci Fransa Cumhuriyeti bu girişimlerin sonucunda elde edilmişti. Her ne kadar demokrasiye olan inançları yüksek olsa da henüz tam olarak kavrayamadıkları bu fikir, zaman zaman ortaya çıkan despotlara ve bu despotların arkasında toplanan geniş halk kitlelerine yol açmıştı. Napolyon Bonaparte da bu despotlardan biriydi.
Geçen yüzyıllarda denenen yeni cumhuriyetler, ortaya çıkan yeni despotlar ve kelleleri alınan kraliyet üyeleriyle birlikte çalkantılı bir siyasi geçmişi olan Fransa, Amerikalı tarihçi Mary Platt Parmele tarafından geniş bir çerçevede okuyucuya sunuluyor.
Görsellerle desteklenen bu kitap, okuyucunun zihninde Fransa ve Fransız imgesinin oluşmasına yardımcı olarak, Avrupa’nın uçsuz bucaksız ormanlarında hoş bir gezintiye çıkarıyor.