Osmanlı çöküş dönemi, adeta cumhuriyet dönemindeki ilköğretim ve köy eğitimine yönelik gelişme ve uygulamaların temelini oluşturan düşünce kazanıdır. Ülke kalkınmasının eğitim ile mümkün olacağı gerçeğinden hareketle: Türkiye’deki kalkınmanın temelden ve köylüden başlatılması gereği göz önüne alınarak ilköğretim ve köy eğitimine önem verilmesi uygun görülmüştür. Temel ve köy eğitimine yön vermek gerekecektir ama nasıl ve kimlerle? İşte bu sorunun yanıtının verilmesi için 2. Meşrutiyet’ten beri çözümler önerilmiştir. Osman Zeki Bey de eğitimciler dışında bir bürokrat olarak bu konuda fikirler üreten ve bunları uygulamaya geçiren bir şahsiyetti. Gittiği köylere okul yaptırarak, üretken eğitim yapılmasını teşvik ederek, küçük köylerin çocuk
Tükendi
Gelince Haber VerOsmanlı çöküş dönemi, adeta cumhuriyet dönemindeki ilköğretim ve köy eğitimine yönelik gelişme ve uygulamaların temelini oluşturan düşünce kazanıdır. Ülke kalkınmasının eğitim ile mümkün olacağı gerçeğinden hareketle: Türkiye’deki kalkınmanın temelden ve köylüden başlatılması gereği göz önüne alınarak ilköğretim ve köy eğitimine önem verilmesi uygun görülmüştür. Temel ve köy eğitimine yön vermek gerekecektir ama nasıl ve kimlerle? İşte bu sorunun yanıtının verilmesi için 2. Meşrutiyet’ten beri çözümler önerilmiştir. Osman Zeki Bey de eğitimciler dışında bir bürokrat olarak bu konuda fikirler üreten ve bunları uygulamaya geçiren bir şahsiyetti. Gittiği köylere okul yaptırarak, üretken eğitim yapılmasını teşvik ederek, küçük köylerin çocukları için yatılı bölge okulları açarak, okullara tarlalar ayırtarak, bölge öğretmen toplantıları ile bir eğitim hareketi denemesi başlatmıştı. Bu deneme Cumhuriyet dönemi uygulamalarına da model teşkil edecekti.
Bu çalışmada, evveliyatıyla Osmanlı ilköğretimi ve gelişimi ifade edildikten sonra muharrir Osman Zeki Bey hakkında bilgi verilip, onun eğitime dair tecrübelerini ve Osmanlı ilköğretimi hakkındaki tespitlerini ifade eden -Kıymetdar hatıralarımdan “Bizde Maarif-i İptidaiye”- isimli eseri dört bölüm halinde tasnif edilerek Latin harflerine aktarılarak günümüz Türkçesine uyarlanıp ilave edilmiştir.
Bugün yeni nesiller eski harfli yazıları okuyamamaktadır. Çalışmanın gayesi transkript edilen bu eser vasıtasıyla da Osmanlı ilköğretiminin gelişimi ve çöküş dönemi ilköğretim uygulamalarına ışık tutmaktır. Elde edilen bulguların Osmanlı ilköğretiminin geçmişi hakkında önemi bilgiler vereceği ümit edilmektedir.