Thomas Bernhard’ın bu seçmede yer alan öyküleri, 1960 yılında yayımlanan “Innsbrucklu Bir Bakkal Oğlunun Suçu”ndan, 1971 yılında yayımlanan “Ortler’in Eteğinde”ye uzanan dönemi kapsıyor. Bu öykülerde yazarın dilsel yaratım gücü; her türlü tezi ve antitezi, her bir anlam çekirdeği parçalanana dek birbirine karşı oyuna süren ve yönlendiren cümlelerde açığa çıkıyor. Böylelikle –anlatılan çöküş, umutsuzluk ve ölüme rağmen–, dilin bu dünyada hayatta kalmanın yolu olduğu izlenimi oluşuyor; üstelik sadece hayatta kalmanın değil, komedinin de.
Bernh
Tükendi
Gelince Haber VerThomas Bernhard’ın bu seçmede yer alan öyküleri, 1960 yılında yayımlanan “Innsbrucklu Bir Bakkal Oğlunun Suçu”ndan, 1971 yılında yayımlanan “Ortler’in Eteğinde”ye uzanan dönemi kapsıyor. Bu öykülerde yazarın dilsel yaratım gücü; her türlü tezi ve antitezi, her bir anlam çekirdeği parçalanana dek birbirine karşı oyuna süren ve yönlendiren cümlelerde açığa çıkıyor. Böylelikle –anlatılan çöküş, umutsuzluk ve ölüme rağmen–, dilin bu dünyada hayatta kalmanın yolu olduğu izlenimi oluşuyor; üstelik sadece hayatta kalmanın değil, komedinin de.
Bernhard’ın suç, kaçıklık/delilik, yalnızlık, intihar temalarını odağa alan kısa öykülerinde, sürekli hareket halinde karakterlerin dairesel bir çizgide betimlenen huzursuzluğu Dil’in rejisiyle daima başrolde.
“Varoluşum, varoluşuma olan ilgimin ötesinde sürerse, aradaki zamanda ölüden başka bir şey olmam.”
“Günümüzde dilsel devinimi böylesine muazzam cümleler ve ustalıkla yapılandırılmış zorlu bileşik cümlelerle ifade edebilen başka bir anlatıcı yoktur. Bu aynı zamanda içeriğin de hareketidir: Başı sonu olmayan, dairesel bir hat; sanki Bernhard, Edgar Allan Poe’nun ‘Girdaba İniş’ öyküsünün içindeymiş ve aşağıda ölümcül bir girdap tehdidi varken yukarıda sadece gökyüzü ışık veriyormuş gibi.”
Ulrich Greiner