İlk defa sanayi devriminden sonra yoğun bir biçimde hissedilen barınma ve konut sorunu; günümüzde dünyanın pek çok ülkesinde önemli gündem maddelerinden biri olmayı sürdürmektedir. Hükûmetlerin bu sorunu ortadan kaldırmak üzere çeşitli enstrümanlar kullanarak yaptıkları müdahaleler ise genel itibariyle ‘konut politikası’ olarak adlandırılmaktadır. İşte elinizdeki çalışma, konut sorununun daha ziyade piyasanın çözümüne havale edildiği ‘liberal’ refah sistemi, kamunun sektöre bundan daha fazla müdahalesini öngören ‘korporatist/muhafazak&
Tükendi
Gelince Haber Verİlk defa sanayi devriminden sonra yoğun bir biçimde hissedilen barınma ve konut sorunu; günümüzde dünyanın pek çok ülkesinde önemli gündem maddelerinden biri olmayı sürdürmektedir. Hükûmetlerin bu sorunu ortadan kaldırmak üzere çeşitli enstrümanlar kullanarak yaptıkları müdahaleler ise genel itibariyle ‘konut politikası’ olarak adlandırılmaktadır. İşte elinizdeki çalışma, konut sorununun daha ziyade piyasanın çözümüne havale edildiği ‘liberal’ refah sistemi, kamunun sektöre bundan daha fazla müdahalesini öngören ‘korporatist/muhafazakâr’ refah sistemi, konutun meta olmaktan büyük ölçüde çıkarıldığı ‘sosyal demokrat’ refah sistemi ve sektörde devletin kayda değer bir yerinin olmadığı ‘rudimenter’ refah sistemine dâhil dört farklı ülkede uygulanan konut politikalarını ele almaktadır. Dâhil oldukları refah sisteminin iyi birer temsilcisi olduğu düşünülen bu ülkeler, sırasıyla Britanya, Fransa, İsveç ve Türkiye’dir. Söz konusu ülkelerdeki konut politikalarını geniş bir tarihî perspektiften ele alan çalışma, ülkelerin bu süreçte hangi politika güzergâhlarını takip ettiklerini, konut sorununa hangi politika araçlarıyla yaklaştıklarını, uyguladıkları politikaların kimi kesişme ve ayrışma noktalarını ve nihayet politika tercihlerindeki değişimlerin, ülkelerin ait oldukları refah kategorisinde herhangi bir değişime sebep olup olmadığını ana hatlarıyla ortaya koymaktadır.