“Yirmi yaşında olmadığımız hâlde bizler de mutlu olduğumuz anları incelesek bunun sonucunda, bütün kâinatın karşısında titrediği şu kelimeye ulaşmaz mıyız? ‘Hiç!’”
Halit Ziya’nın, “Sanat heyecanım içinde bu kitaptan duyduğum zevke ve neşeye yetişebilecek bir duygulanma bilmiyorum,” dediği 1891 tarihli Küçük Şeyler’de, Batılı anlamdaki ilk Türkçe öykü örneklerinden bazıları bir araya geliyor. Samipaşazade Sezai bu öykü derlemesiyle gündelik hayatın küçük detaylarını kaleme alıyor.
Olduğu gibi görünmeyenler, kötüye giden evlilikler, yanlış ka
Tükendi
Gelince Haber Ver“Yirmi yaşında olmadığımız hâlde bizler de mutlu olduğumuz anları incelesek bunun sonucunda, bütün kâinatın karşısında titrediği şu kelimeye ulaşmaz mıyız? ‘Hiç!’”
Halit Ziya’nın, “Sanat heyecanım içinde bu kitaptan duyduğum zevke ve neşeye yetişebilecek bir duygulanma bilmiyorum,” dediği 1891 tarihli Küçük Şeyler’de, Batılı anlamdaki ilk Türkçe öykü örneklerinden bazıları bir araya geliyor. Samipaşazade Sezai bu öykü derlemesiyle gündelik hayatın küçük detaylarını kaleme alıyor.
Olduğu gibi görünmeyenler, kötüye giden evlilikler, yanlış kararlar, hayalperest çocuklar, sanatçılar, kesilen ağaçlar, hayal kırıklıkları, hüzünler, önyargılar, kazananlar, kaybedenler… Samipaşazade’nin İstanbul’unda, öykülerin satır aralarında her biri kendine yer buluyor.
Türk edebiyatı tarihinin ilk büyük üslupçularından biri olarak görülen, ilk öykücülerimizden Samipaşazade’den Küçük Şeyler, bir türün bir dildeki temel taşı.