“Karşılıklılığa dayalı kültürel serüven “yukarıdan” ayrıştırmalarla ve hummalı çalışmalarla ne kadar yönlendirilmek istenirse istensin, sınıflı toplumun inkârına adanmış ideolojiler ne kadar güçlenirse güçlensin, ister nefret söylemiyle süslensin ister aparatlarla güdülensin, cümle kutuplaştırmaya rağmen burjuva iktidar ibreyi tek bir yöne bükemez.”
Yasin Durak elinizdeki kitabında “çağımızın bize düşen hissesi” dediği Erdoğan döneminin kültür politikalarına odaklanıyor. Semboller, zaman anlatısı ve fantazya izleklerine özel bir önem ve
Tükendi
Gelince Haber Ver“Karşılıklılığa dayalı kültürel serüven “yukarıdan” ayrıştırmalarla ve hummalı çalışmalarla ne kadar yönlendirilmek istenirse istensin, sınıflı toplumun inkârına adanmış ideolojiler ne kadar güçlenirse güçlensin, ister nefret söylemiyle süslensin ister aparatlarla güdülensin, cümle kutuplaştırmaya rağmen burjuva iktidar ibreyi tek bir yöne bükemez.”
Yasin Durak elinizdeki kitabında “çağımızın bize düşen hissesi” dediği Erdoğan döneminin kültür politikalarına odaklanıyor. Semboller, zaman anlatısı ve fantazya izleklerine özel bir önem vererek, iktidar eliyle Türkiye kültürünün nasıl İslamlaştırıldığının farklı uğraklardaki tahliline girişiyor. Bununla da yetinmeyerek, çalışmasını bitirmeden evvel Türkiye’de direniş kültürünün sunduğu olanaklara dair etkili bir siyasal antropoloji tartışması yürütmeyi de ihmal etmiyor. Türkiye toplumuna atfedilen “olağan muhafazakârlık” nitelemesinin arka planını merak edenler için ufuk açıcı bir çalışma…