TAKDİM
Nebîmiz, bize Kur’ân’ı tebliğ eden elçi ve öğreten öğretmendir. O, hikmeti yani ayetlerden hüküm çıkarma yöntemini uygulamalı olarak öğreterek ashabını, çözüm üretecek seviyeye çıkarmıştır. Çünkü insanlar Kur’ân’ı ancak sunduğu çözümlerle kavrayabilirler. Allah Teala şöyle buyurmuştur:
“Rabbinin yoluna, hikmetle ve güzel öğütle çağır. Onlarla en güzel şekilde tartış. Senin Rabbin, yolundan sapanları iyi bilir, doğru yo
Tükendi
Gelince Haber VerTAKDİM
Nebîmiz, bize Kur’ân’ı tebliğ eden elçi ve öğreten öğretmendir. O, hikmeti yani ayetlerden hüküm çıkarma yöntemini uygulamalı olarak öğreterek ashabını, çözüm üretecek seviyeye çıkarmıştır. Çünkü insanlar Kur’ân’ı ancak sunduğu çözümlerle kavrayabilirler. Allah Teala şöyle buyurmuştur:
“Rabbinin yoluna, hikmetle ve güzel öğütle çağır. Onlarla en güzel şekilde tartış. Senin Rabbin, yolundan sapanları iyi bilir, doğru yolda olanları da iyi bilir.” (en-Nahl 16/125)
Aynı şeyi Allah’ın bütün nebîleri yapmıştır. İsa aleyhisselam ile ilgili âyetlerden bir kısmı şöyledir:
“İsa, açık belgelerle gelince (İsrailoğullarına) dedi ki: “Size hikmeti, anlaşamadığınız bazı şeylerin açık çözümlerini göstermeye geldim. Artık Allah’tan çekinin de gönülden bana uyun. Allah benim de Sahibim, sizin de Sahibinizdir. O’na kul olun; doğru yol budur. Sonra onlardan farklı kesimler ihtilafa düştüler. Bu yanlışı yapanların, o acıklı günün azabından çekecekleri var.” (Zuhruf 43/63-65)
Nebîmiz’den sonra Müslümanlardan farklı kesimler de birbirlerine düşünce Kur’an’dan çözüm üretme metodu olan hikmet unutulmuştur. İslam Ansiklopedisi’nin şu ifadeleri bunu göstermektedir:
İslâm hukukçularına göre hikmet, “hükmün konuluş amacı” (makāsıd-ı şâri‘) veya “bu hükümle sağlanmak istenen maslahat” (mesâlih-i ibâd) anlamındadır... mevcut naslarda sınırlı sayıdaki hükmün sınırsız sayıdaki hayat olaylarına yetebilmesi ve uygulanabilmesi için bir perspektif ve yöntem geliştirme ihtiyacını duymuşlardır[2].
Hâlbuki Allah Kur’an’ı, her şeyi açıklamak için indirmiş (Nahl 16/89) ve açıklamayı da bizzat kendisi yapmıştır. İlgili âyetlerden biri şöyledir:
Onlara, bir ilme göre, açıkladığımız Kitap getirdik. O, inanan ve güvenen bir topluluk için rehber ve bir ikramdır. (Araf 7/52)
Açıklamanın bir ilme göre, Allah tarafından yapılmasının sebebi de şöyle ifade edilmiştir:
ELİF LÂM RÂ! Bu, doğru kararlar veren ve her şeyin iç yüzünü bilen Allah tarafından ayetleri, hem muhkem kılınmış hem de açıklanmış Kitaptır. Bu, Allah’tan başkasına kul olmamanız içindir. (De ki:) Bense onunla (ayetler ve Allah’ın açıklamalarıyla) sizi uyaran ve müjdeleyen kişiyim.” (Hud 11/1-2)
Hikmet, Allah’ın, kitabının içine yerleştirilmiş kullanma kılavuzu gibidir. Bu âyetler göre başka yöntemlere baş vuranlar, en büyük günahı işlemiş ve kendilerini Allah’ın yerine koymuş olurlar. İlim sanılarak usul kitaplarına yerleştirilen başka yöntemler yüzünden birçok âyet görmezlikten gelinmiş, birçoğunun da anlamı tahrif edilmiştir. Kadınlar, bundan en çok zarar gören kesimdir.
Av. Edlira Llukacaj Hanımefendinin bu değerli çalışması, evlenme ve boşanma ile ilgili konularda Kitap ve hikmetin nasıl dışlandığını, Yunan ve Roma hukuku ile örtüşen hükümlerin, nasıl din haline getirildiğini göstermektedir. Bunca uyarılara rağmen bunlar hala Allah’ın şeriatı sanılmaktadır.
Sahasında ilk olan bu değerli çalışma, uydurulmuş din ile mücadelemizin bir bölümünden ibarettir. Allah Teâlâ’dan niyazımız, bu mücadelenin beklenen karşılığı bulması ve başarıya ulaşmasıdır.
Gayret bizden başarı Allah Teala’dandır.