Kur’ân’da düşünmeye davet eden süreçler ve bu süreçlerin türevleri çok olmakla birlikte bu kavramların klâsik ve Kur’ânî anlamları, İslâm düşünce tarihinde bir çok ilmin farklı bir perspektiften bakmasına zemin hazırlamıştır. Öyle ki bu kavramların epistemolojik ve psikolojik açıdan değerlendirilmesine, bu zaviyeden bu kavramlara anlam yüklenmesine sebep olmuştur. Fıkıh ilminde re’y ve kıyasın metodolojik önemi, kelamda
nâzar ve istidlâlin yeri, felsefede burhan metodu denilen ve mantıkî kıyası esas alan nazârî ispat şekilleri
Tükendi
Gelince Haber Ver Kur’ân’da düşünmeye davet eden süreçler ve bu süreçlerin türevleri çok olmakla birlikte bu kavramların klâsik ve Kur’ânî anlamları, İslâm düşünce tarihinde bir çok ilmin farklı bir perspektiften bakmasına zemin hazırlamıştır. Öyle ki bu kavramların epistemolojik ve psikolojik açıdan değerlendirilmesine, bu zaviyeden bu kavramlara anlam yüklenmesine sebep olmuştur. Fıkıh ilminde re’y ve kıyasın metodolojik önemi, kelamda
nâzar ve istidlâlin yeri, felsefede burhan metodu denilen ve mantıkî kıyası esas alan nazârî ispat şekilleri, tasavvufta tefekkür ve rü’yet (müşâhâde) terimlerinin şahsî ve derunî bir tecrübeyi yansıtıcı anlamları, esaslarını Kur’an’ın bu terimlerinin anlamlarında bulmuştur. Esasen Kur’ân’da düşünmeye çağıran süreçler, ilim elde edilmesine matûftur. Teakkul, tefekkür, tedebbür, tezekkür ve tefakkuh kavramları düşünmenin farklı formatları ve şekilleri olmasına karşın üst çatı itibariyle ilim elde edilmesine ve kendileriyle te’âllüm ediminin gerçekleşmesine yöneliktirler. Bu manada düşünmenin ilim elde etme ve ilme götürme gibi bilişsel bir işlevinin olduğu ifade edilebilir. Te’âllüm kavramı, adı geçen Kur’ânî süreçlerin işlevselliğiyle meydana gelen bir edimi belirtmektedir.