Kant`ın felsefesinden mimarlığa uzanan bir okuma: Ledoux`dan Le Corbusier`ye
20. yüzyılın önde gelen mimarlık tarihçilerinden olan, çağdaş kuramcılardan Colin Rowe ve Aldo Rossi`yi derinden etkilediği bilinen Emil Kaufmann`ın 1933`te yayımladığı Ledoux`dan Le Corbusier`ye, Özerk Mimarlığın Kökeni ve Gelişimi başlıklı çalışması, Arketon Yayınları’nın son kitabı olarak raflardaki yerini aldı. Aykut Köksal’ın yayın yönetmenliği ve editörlüğünde hazırlanan ve yayımlandığı dönemde, "son yılların en orijinal sanat tarihi tezi" olarak nitelenen kitabı, Hüseyin Tüzün özgün met
Tükendi
Gelince Haber VerKant`ın felsefesinden mimarlığa uzanan bir okuma: Ledoux`dan Le Corbusier`ye
20. yüzyılın önde gelen mimarlık tarihçilerinden olan, çağdaş kuramcılardan Colin Rowe ve Aldo Rossi`yi derinden etkilediği bilinen Emil Kaufmann`ın 1933`te yayımladığı Ledoux`dan Le Corbusier`ye, Özerk Mimarlığın Kökeni ve Gelişimi başlıklı çalışması, Arketon Yayınları’nın son kitabı olarak raflardaki yerini aldı. Aykut Köksal’ın yayın yönetmenliği ve editörlüğünde hazırlanan ve yayımlandığı dönemde, "son yılların en orijinal sanat tarihi tezi" olarak nitelenen kitabı, Hüseyin Tüzün özgün metinden Türkçe`ye aktardı. Kaufmann, Ledoux ile Le Corbusier arasındaki sürekliliğe dikkat çektiği çalışmasında, Immanuel Kant`ın "özerk ahlak" kavramından yola çıkarak, mimarlığın modernleşme öyküsü içinde "özerk mimarlık"ın izini sürüyor. Kitabın bir başka özelliği ise, Claude-Nicolas Ledoux üzerine, ünlü mimarın özgün çizimleriyle ve nitelikli bir basımla yayımlanan ilk Türkçe kitap olması.
Emil Kaufmann, kitaba yazdığı önsözde şöyle diyor: "Bu kitabın yazarı, Fransız Devrim mimarlığının önemini, Claude-Nicolas Ledoux’nun sanat tarihinde hak ettiği özel değeri ve ilk önce onda görülmeye başlayan düşüncelerin yaşamayı sürdürdüğünü, daha önceki bir dizi yayınında göstermişti. Şimdi bu çalışmaların sonuçlarından elde edilen verilerin devamı olarak, sanatçının yapıtlarının toplu bir betimlemesinin, daha önce yayımlanmamış belgelere dayanılarak en özlü biçimde verilmesi ve bunun da ötesinde, 19. ve 20. yüzyılların mimarlık gelişimine yeni bir anlam kazandırılması öngörülüyor. Burada salt bir monografiden, bir sanatçının yaşamını aktaran yalın bir yaşamöyküsünden daha farklı bir şey deneniyor; Ledoux’nun yapıtlarının açılımıyla mimarlık tarihinin bu bölümünün yeni bir ışıkta görülmesi ve 1800 yılı dolaylarındaki büyük düşünsel devinimin sanat alanındaki yansımasının sergilenmesi amaçlanıyor."