Uzun “natüralist” romanlarıyla bildiğimiz Émile Zola (1840 - 1902), edebi yaşamının başları diyebileceğimiz 1864 yılından itibaren irili ufaklı çokça başarılı öykü yayımlamıştır. Bu öykülerinde toplumbilimci hassasiyetini bir kenara koymamış, hayat kesitlerini bilimsel duyarlılıkla okura sunmaya devam etmiştir. Hatta, Maupassant gibi isimleri de yanına alarak yayımladığı, natüralizmin temel metinlerinden sayılabilecek Médan Geceleri (1880) bu minvalde bir öykü derlemesidir. Kuramcı ve hatta önder mizaçlı Zola’nın romanları gibi öyküleri de bu natüralist tutumunun pratikteki karşılığı
Tükendi
Gelince Haber VerUzun “natüralist” romanlarıyla bildiğimiz Émile Zola (1840 - 1902), edebi yaşamının başları diyebileceğimiz 1864 yılından itibaren irili ufaklı çokça başarılı öykü yayımlamıştır. Bu öykülerinde toplumbilimci hassasiyetini bir kenara koymamış, hayat kesitlerini bilimsel duyarlılıkla okura sunmaya devam etmiştir. Hatta, Maupassant gibi isimleri de yanına alarak yayımladığı, natüralizmin temel metinlerinden sayılabilecek Médan Geceleri (1880) bu minvalde bir öykü derlemesidir. Kuramcı ve hatta önder mizaçlı Zola’nın romanları gibi öyküleri de bu natüralist tutumunun pratikteki karşılığı gibidir.
Elinizdeki eserde, sizlere Zola’nın ilişkileri temel alan ve burjuvanın gündelik hayatına alaycı bir bakışla yaklaşan altı öyküsünü bir seçki olarak sunmak istedik. "Madam Sourdis"i takip eden öyküler, evlilik, burjuva ahlakı, aylaklık gibi temaları irdelerken "Jacques Damour" ve "Koca Michu" başlıklı son iki öyküde siyasi temalar önem kazanmaya başlar. Öyle ki son öykü sınıf çatışmasıyla şekillenen bir yemekhane isyanını konu edinir.
Fihrist olarak, Fransız edebiyatının bu klasik isminin Türkçeye ilk kez kazandırdığımız öykülerini siz değerli okuyucularımıza sunmaktan mutluluk duyuyoruz.