Bir varmış bir yokmuş,
Evvel zaman içinde,
Kalbur saman içinde,
Develer top oynarken,
Eski hamam içinde,
Horozlar tellal iken,
Pireler berber iken,
Ben anamın beşiğini,
Tıngır mıngır sallar iken…
Az gittim, uz gittim, dere tepe, düz gittim, altı ay, bir güz gittim…
Bir gün, iki adam yolda karşılaşır.
Birinin adı Ese, ötekinin adı Köseymiş. Beraber yola koyulmuşlar. Yolda giderlerken önlerine bir yokuş çıkmış. Üşengeç Köse, Ese’ye sormuş: *Bu yokuşu, nasıl çıkarız?* demiş. *Çok kolay çıkarız* demiş Ese; *Yolun yarısına kadar ben seni taşırım, yarısından sonra sen beni taşırsın, böylece yol biter* demiş. Köse anlamamış; *Bu adamın aklından zoru var* diye düşünmüş. Köse, yol boyun
Tükendi
Gelince Haber VerBir varmış bir yokmuş,
Evvel zaman içinde,
Kalbur saman içinde,
Develer top oynarken,
Eski hamam içinde,
Horozlar tellal iken,
Pireler berber iken,
Ben anamın beşiğini,
Tıngır mıngır sallar iken…
Az gittim, uz gittim, dere tepe, düz gittim, altı ay, bir güz gittim…
Bir gün, iki adam yolda karşılaşır.
Birinin adı Ese, ötekinin adı Köseymiş. Beraber yola koyulmuşlar. Yolda giderlerken önlerine bir yokuş çıkmış. Üşengeç Köse, Ese’ye sormuş: “Bu yokuşu, nasıl çıkarız?” demiş. “Çok kolay çıkarız” demiş Ese; “Yolun yarısına kadar ben seni taşırım, yarısından sonra sen beni taşırsın, böylece yol biter” demiş. Köse anlamamış; “Bu adamın aklından zoru var” diye düşünmüş. Köse, yol boyunca, hiç konuşmamış, hep Ese, anlatmış, Köse dinlemiş. Yokuş bitmiş, düz bir ovaya varmışlar.
İyi okumalar çocuklar/ Baygenç Yayıncılık