Malatya merkez olmak üzere oldukça geniş bir bölgede M.Ö. 1200’den M.Ö.640’a kadar hüküm süren Melid Krallığı’nın bulunduğu coğrafyanın oldukça stratejik bir noktada olması bu toprakların hemen her dönemde büyük devletler tarafından ele geçirme isteklerinin ana sebebi olmuştur. Melid toprakları doğu-batı ve güney-kuzey ticaret yolu üzerinde bulunmaktaydı. Burayı elinde tutan güç, hem Anadolu’nun güney ve doğusuna hem de Suriye’nin kuzeyine hâkim olmuştur. Melid Krallığı’nın bu coğrafi konumu uzun tarihi boyunca doğudan Urartu ve güneyden Asur baskısını hiç
Tükendi
Gelince Haber VerMalatya merkez olmak üzere oldukça geniş bir bölgede M.Ö. 1200’den M.Ö.640’a kadar hüküm süren Melid Krallığı’nın bulunduğu coğrafyanın oldukça stratejik bir noktada olması bu toprakların hemen her dönemde büyük devletler tarafından ele geçirme isteklerinin ana sebebi olmuştur. Melid toprakları doğu-batı ve güney-kuzey ticaret yolu üzerinde bulunmaktaydı. Burayı elinde tutan güç, hem Anadolu’nun güney ve doğusuna hem de Suriye’nin kuzeyine hâkim olmuştur. Melid Krallığı’nın bu coğrafi konumu uzun tarihi boyunca doğudan Urartu ve güneyden Asur baskısını hiç eksik etmemiştir. Krallığın son dönemlerinde Kimmerlerin istilası da aynı sebepten dolayı gerçekleşmiştir. Bu toprakları cazip hale getiren bir diğer neden ise zengin yer altı ve yer üstü kaynakları olmuştur. Özellikle demir, gümüş, bakır ve altın yataklarının varlığı, maden ekonomisinin ve savaş teknolojisinin hammadde ihtiyacı Melid bölgesini çok daha önemli kılmıştır. Melid kralları ise bu yer kapma mücadelesi sürecinde, başarıyla uyguladıkları denge politikasıyla değerli coğrafyalarında önemli bir güç olmaya devam etmişlerdir.
Bu çalışmayla; Malatya merkezli olmak üzere bu bölgede bilinen tarihiyle 560 yıl hüküm süren, jeostratejik öneminden dolayı çevre uygarlıklar açısından daima cazibesini koruyan ve henüz tam anlamıyla gizemi açığa çıkmamış Melid Krallığı’nın tarihine bir nebze de olsa ışık tutulmaya çalışılmıştır.