Mevsimlerden yazdı, kıştı, ilkbahardı, bir de sonbahar. Saatlerden meçhul.
Sonsuzluğun içinde sıkışıp kalsalar da dostluk neşesiyle ışıldayan Makbule ve Zimbul. Uyuyanların rüyasına gölge gibi süzülen iki küçük kadın. Sokaklarda, sahilde çatılarda dolaşıyor; dünde, bugünde, yarında geziyorlar. İzmir Karataş Yahudi mahallesinde başlayan yolculuklarında zamanı katetmiş, yeryüzündeki izlerini arıyorlar. Göçler, sürgünler, ölümler, sevdalar, ayrılıklar gördüler. Gidenlerin ardında bıraktığı boşluğu gördüler, yasemin toplayan ellerin zamanın hiçbir yerinden tutamadığını gördüler. Ne oldu da
Tükendi
Gelince Haber VerMevsimlerden yazdı, kıştı, ilkbahardı, bir de sonbahar. Saatlerden meçhul.
Sonsuzluğun içinde sıkışıp kalsalar da dostluk neşesiyle ışıldayan Makbule ve Zimbul. Uyuyanların rüyasına gölge gibi süzülen iki küçük kadın. Sokaklarda, sahilde çatılarda dolaşıyor; dünde, bugünde, yarında geziyorlar. İzmir Karataş Yahudi mahallesinde başlayan yolculuklarında zamanı katetmiş, yeryüzündeki izlerini arıyorlar. Göçler, sürgünler, ölümler, sevdalar, ayrılıklar gördüler. Gidenlerin ardında bıraktığı boşluğu gördüler, yasemin toplayan ellerin zamanın hiçbir yerinden tutamadığını gördüler. Ne oldu da Madam Anita’nın radyosundaki şarkı sustu? Komşulara ne oldu? Madam Sara’nın balkonundan silkelediği kilimden, sır sır, acı acı dökülen renkler neden soldu? Dario Moreno’ya dair şehir efsaneleri ne zaman unutuldu?
Meskûn Zaman’da Raşel Meseri usta kalemiyle 60 yıllık bir cümlenin altını çiziyor.