Osmanlı Devleti’nde 1876 yılında I. Meşrutiyet’in ilan edilmesiyle yaşanan ilk meşruti monarşi tecrübesi kısa ömürlü olmuştu. 1908’de İttihad ve Terakki Cemiyeti tarafından gerçekleştirilen “Jön Türk İhtilali” sonucunda meşrutiyet yeniden ilan edildi. Siyasi, iktisadi ve ictimai sahalarda ciddi sorunlarla karşı karşıya olan devleti, meşruti idarenin kurtaracağına inanılıyordu. Fakat sıkıntıların arkası kesilmedi, meşrutiyete karşı tepkiler de gelişti. Osmanlı Devleti’nde siyasi teşebbüslerin kabulü için şeriatın onayı önemliydi; topluma meşrutiyetin İslam’a uygun bir yönetim şekli olduğunu anlatmak gereki
Tükendi
Gelince Haber VerOsmanlı Devleti’nde 1876 yılında I. Meşrutiyet’in ilan edilmesiyle yaşanan ilk meşruti monarşi tecrübesi kısa ömürlü olmuştu. 1908’de İttihad ve Terakki Cemiyeti tarafından gerçekleştirilen “Jön Türk İhtilali” sonucunda meşrutiyet yeniden ilan edildi. Siyasi, iktisadi ve ictimai sahalarda ciddi sorunlarla karşı karşıya olan devleti, meşruti idarenin kurtaracağına inanılıyordu. Fakat sıkıntıların arkası kesilmedi, meşrutiyete karşı tepkiler de gelişti. Osmanlı Devleti’nde siyasi teşebbüslerin kabulü için şeriatın onayı önemliydi; topluma meşrutiyetin İslam’a uygun bir yönetim şekli olduğunu anlatmak gerekiyordu. Bundan dolayı ulema ve İslamcı entelektüeller sahneye çıktılar ve meşrutiyetin meşruiyetini kanıtlamak için vaazlar verdiler, yazılar yazdılar. Onlar, modern siyasi düşünceleri ve uygulamaları İslami esaslar üzerinden ele alarak meşruti idareyi İslami kavramlar, değerler ve gelenekler çerçevesinde yorumlamaya çalıştılar.
Bu kitapta, Türk siyasi hayatında demokrasi kültürünün gelişmesine olumlu yönde katkı sağlayan söz konusu fikirler ve yaklaşımlar özellikle Şeyhülislam Musa Kazım Efendi, Akçaabat Müftüsü Mehmed İzzet Efendi, Nakşi Şeyhi ve Konya Mebusu Mehmed Zeynelabidin Efendi’nin eserleri esas alınarak incelendi ve değerlendirildi.