Ehl-i Sünnet ve Şîa mensupları arasındaki fikrî ve siyasi mücadele, farklı değişkenlere bağlı olarak inişli ve çıkışlı bir seyir izlese de tarih boyunca hep varlığını sürdürmüş, her iki geleneğin hem birbirlerini algılama hem de yaşadıkları muhataplık üzerinden kendilerini tanımlama biçimlerine doğrudan yön vermiştir. Bu mücadelenin en yoğun olarak kendini gösterdiği zemin, Sünnî Abbâsîler ile İsmâîlî Fâtımîler arasında ortaya çıkan ancak zamanla daha da ivmelenip genişleyerek mezhebî bir mücadeleye evrilen hilâfet mücadelesidir. Abbâsîlerin F&aci
Tükendi
Gelince Haber VerEhl-i Sünnet ve Şîa mensupları arasındaki fikrî ve siyasi mücadele, farklı değişkenlere bağlı olarak inişli ve çıkışlı bir seyir izlese de tarih boyunca hep varlığını sürdürmüş, her iki geleneğin hem birbirlerini algılama hem de yaşadıkları muhataplık üzerinden kendilerini tanımlama biçimlerine doğrudan yön vermiştir. Bu mücadelenin en yoğun olarak kendini gösterdiği zemin, Sünnî Abbâsîler ile İsmâîlî Fâtımîler arasında ortaya çıkan ancak zamanla daha da ivmelenip genişleyerek mezhebî bir mücadeleye evrilen hilâfet mücadelesidir. Abbâsîlerin Fâtımî-İsmâîlîlerle mücadelesi, siyasi içerikli olsa da çoğunlukla sosyo-kültürel ve itikâdî-mezhebî düzlemlerde sürdürülmüştür. Söz konusu mücadele, Şiî-Sünnî ilişkilerinin dikkate değer bir boyutunu oluşturmakla birlikte Sünnîliğin gelişim seyrinde de oldukça etkili olmuştur. Bu çalışmada, her ikisi de kendisini İslâm’ın yegâne temsilcisi olarak gören ve sunan iki hilafetin mücadelesinin halka halka genişleyerek siyasi, sosyo-politik ve fikrî düzlemlerde nasıl tezahür ettiği ve bu mücadelenin Sünnî düşüncenin gelişimine etkileri takip edilmektedir.