Zaman insanoğlunun sahip olduğu en değerli olgudur. Zamanı etkili kullanmak kişinin hayatını da etkiler. Zamanını etkili kullanamayan birey kendini ve çevresini olumsuz etkiler. Dede Korkut da *Bugünün değerini anlamadan yarını bekleyen bu insanlar, dünün geçtiğini ve yarının belki de hiç gelmeyeceğini düşünemiyorlar * diyerek bu konuya dikkat çekmiştir.
Zaman kavramının felsefede uzun geçmişi olmasına karşın psikoloji çalışmalarında yer alması ilk olarak James’in psikolojinin ilkeleri kitabı (1870) aracılığıyla gerçekleşmiştir. Literatür incelendiğinde, *zaman* ile ilgili çalışmaların oldukça popüler olduğu görülmektedir.
Son yıllarda bu çalışmalar arasında geçmişe, şimdiye veya geleceğe yoğunlaşma eğilimi olarak tanımlanan
Tükendi
Gelince Haber VerZaman insanoğlunun sahip olduğu en değerli olgudur. Zamanı etkili kullanmak kişinin hayatını da etkiler. Zamanını etkili kullanamayan birey kendini ve çevresini olumsuz etkiler. Dede Korkut da *Bugünün değerini anlamadan yarını bekleyen bu insanlar, dünün geçtiğini ve yarının belki de hiç gelmeyeceğini düşünemiyorlar * diyerek bu konuya dikkat çekmiştir.
Zaman kavramının felsefede uzun geçmişi olmasına karşın psikoloji çalışmalarında yer alması ilk olarak James’in psikolojinin ilkeleri kitabı (1870) aracılığıyla gerçekleşmiştir. Literatür incelendiğinde, *zaman* ile ilgili çalışmaların oldukça popüler olduğu görülmektedir.
Son yıllarda bu çalışmalar arasında geçmişe, şimdiye veya geleceğe yoğunlaşma eğilimi olarak tanımlanan zaman perspektifi üzerine yapılan çalışmalar dikkat çekmektedir. Sağlık, psikoloji gibi birçok alanda yaygın bir şekilde çalışılmıştır. Ancak spor alanında sportif başarıda önemli bir yeri olduğu düşünülen zaman perspektifi üzerine çalışmalara rastlanılmaması, bu alandaki ihtiyacı gözler önüne sermiştir.
Öte yandan Spor alanında zaman ile ilgili yapılan ulu-sal çalışmalara bakıldığında üniversite öğrencilerinin zaman yönetimleri, serbest zaman faaliyet-leri konulu çalışmaların mevcut olduğu görülmektedir. Ancak spor alanında zaman perspektifi konusuna ulusal literatürde henüz rastlanılmamıştır. Bu nedenle bu kitabın literatüre sağlayacağı katkı önem arz etmektedir.