Menü
Hesabım
Sepetim

Modern Türk Düşüncesinin Sosyolojisi

Üretici Liste Fiyat
300,00
195,00
Yorum Yap
Listeye Ekle
Öne Çıkan Bilgiler

Sosyal ve siyasal sorunlara yaklaşımlarındaki farklılıklar, doğal olarak aydınlar arasında bölünmelere neden olmuştur. Her kimlik sınır çizer; içeride tutulmak istenenlere yapılan her vurgu, dışarıda tutulacakları da belirginleştirir. Osmanlı’da ondokuzuncu yüzyılda oluşan siyasal kimlikler sırayla Batıcılık, Muhafazakarlık ve İslamcılık olmuştur. Bu üç kimliğin ortak özelliği, Osmanlıcılık kimliğini de içermeleridir. Yirminci yüzyılın başlarında bu kimliklere Türkçülük de eklenmiştir. Bu düşünceler arasında en derin çelişki, imparatorluk ideolojisi olan Osmanlıcılık ile ulusçuluk ideolojisi olan Türkçülük a

Modern Türk Düşüncesinin Sosyolojisi Hakkında Bilgiler
Türü : Diğer
Kapak : Ciltsiz
Sayfa Sayısı : 384
ISBN : 9789759000455
Basım Yılı : 2016
Kağıt Tipi : 2. Hamur

Tükendi

Gelince Haber Ver

Sosyal ve siyasal sorunlara yaklaşımlarındaki farklılıklar, doğal olarak aydınlar arasında bölünmelere neden olmuştur. Her kimlik sınır çizer; içeride tutulmak istenenlere yapılan her vurgu, dışarıda tutulacakları da belirginleştirir. Osmanlı’da ondokuzuncu yüzyılda oluşan siyasal kimlikler sırayla Batıcılık, Muhafazakarlık ve İslamcılık olmuştur. Bu üç kimliğin ortak özelliği, Osmanlıcılık kimliğini de içermeleridir. Yirminci yüzyılın başlarında bu kimliklere Türkçülük de eklenmiştir. Bu düşünceler arasında en derin çelişki, imparatorluk ideolojisi olan Osmanlıcılık ile ulusçuluk ideolojisi olan Türkçülük arasındadır. Balkan Savaşları ve 1. Dünya Savaşı esnasında hızla yükselen Türkçülük kısa sürede Osmanlıcılık siyasetini işlevsizleştirmiştir. Bu tarihten günümüze kadar Batıcılık, İslamcılık ve Türkçülük her biri dönemsel yükselişler ve düşüşler yaşamış olsa da varlıklarını korumuştur.

Bürokratik aydınlar, devlet gücünü kullanarak toplumu değiştirmeye yönelmişlerdir. Bu aydınlar, kamu görevlerinde kalamadıkları durumlarda, bürokrasi ile ilişki kurmanın yolunu bulmaya ya da kamu gücünü darbe ile ele geçirmenin planlarını yapmaya çalışmışlardır. Bürokratik aydınlar, siyasal dönüşüme öncelik verirken, sivil aydınlar toplumsal dönüşüme öncelik vermiştir. Bu fark, ikincilerin halka daha yakın olduklarını ve programlarında halkın dinsel ve geleneksel değerlerine daha fazla önem verdiklerini göstermektedir.

Türk modernleşme tarihinde “Batıcı” ve "devrimci"  fikirler daha çok bürokratik aydınlar tarafından savunulmuştur. Said Halim Paşa ve Mehmet Akif gibi sivil aydınlar ise Doğu İslam uygarlığında karar kılarak, gelenek ile modernliği sentezleyen “muhafazakar” ve “İslamcı” ideolojileri savunmuşlardır. Bu arada Türkçüler, bir yandan ulusal kültürü savunurken diğer taraftan uygarlık değiştirmenin (Batılılaşmanın) kaçınılmazlığını kabul etmekle, bürokratik aydınlar ile sivil aydınların arasında yer alır. Ziya Gökalp’in “hars medeniyet” ayrımı ve “Türkleşmek İslamlaşmak Muasırlaşmak” şiarı, Türkçülerin muhafazakarlık ve devrimcilik arasında gidiş gelişlerinin açık bir göstergesidir. Batıcı ve İslamcı aydınlar savundukları değerleri daha açık ortaya koyarken, Türkçü aydınlar konjonktürel pragmatist bir çizgide yürümüşlerdir.

T-Soft E-Ticaret Sistemleriyle Hazırlanmıştır.