Modernite, gündelik toplumsal hayatın doğasını kökten değiştirir ve yaşantılarımızın en kişisel yanlarını bile etkiler. Bu yüzden Moderniteyi kurumsal düzeyde anlamaya çalışmamız gerekir; fakat modern kurumların yol açtığı köklü dönüşümlerin doğrudan bireysel hayatla ve bu yüzden benlikle iç içe geçtiği unutulmamalıdır. Gerçekte, Modernitenin kendine has özelliklerinden biri, küreselleştirici etkiler ile kişisel ihtiyaç eğilimleri arasında giderek artan karşılıklı bağlantıdır. Kitabın amacı, bu karşılıklı bağlantıların doğasını analiz etmek ve bu tür konularda düşünmeye yardımcı olabilecek bir terminoloji oluşturmaktır.
Esasen benliğe odaklanan elinizdeki kitap gerçekte psikolojik bir çalışma değildir. Kitabın egemen ilgi odağ
Tükendi
Gelince Haber VerModernite, gündelik toplumsal hayatın doğasını kökten değiştirir ve yaşantılarımızın en kişisel yanlarını bile etkiler. Bu yüzden Moderniteyi kurumsal düzeyde anlamaya çalışmamız gerekir; fakat modern kurumların yol açtığı köklü dönüşümlerin doğrudan bireysel hayatla ve bu yüzden benlikle iç içe geçtiği unutulmamalıdır. Gerçekte, Modernitenin kendine has özelliklerinden biri, küreselleştirici etkiler ile kişisel ihtiyaç eğilimleri arasında giderek artan karşılıklı bağlantıdır. Kitabın amacı, bu karşılıklı bağlantıların doğasını analiz etmek ve bu tür konularda düşünmeye yardımcı olabilecek bir terminoloji oluşturmaktır.
Esasen benliğe odaklanan elinizdeki kitap gerçekte psikolojik bir çalışma değildir. Kitabın egemen ilgi odağı, modern çağın kurumlarının yeni bireysel-kimlik mekanizmalarının ortaya çıkışıdır. Benlik, dış etkiler tarafından belirlenen pasif bir varlık değildir; insanlar kendi bireysel-kimliklerini biçimlendirirken, eylemlerinin özel bağlamları ne kadar yerel olursa olsun, sonuçları ve içerimleri bakımından küresel düzeydeki toplumsal etkilere katkıda bulunur ve bu etkileri doğrudan artırırlar.
Anthony Giddens, daha önceki çalışmalarında ele aldığı ama detaylandıramadığı bazı problemleri bu kitabında ele alıyor. Üst modernitenin ana hatları, benliğin varoluşu, gelişme çizgisi ve problemleri, *yaşam politikası* konularına değinirken *Neden Modernite ve Bireysel-kimlik?* sorusuna da her zamanki akıcı ve hayatın içinden üslubuyla yanıt veriyor.
Hayat her zaman tehlikelerle dolu riskli bir iştir. Risk değerlendirmeleri ve karşı-olgusal düşünme eğilimi niçin modern toplumsal hayatta geleneksel sistemlerdekilerden daha önemlidir? Buna uzmanlık hakkında bir soru ekleyebiliriz: Modern çağ öncesi kültürlerde de insanlar problemleri konusunda büyücüler ve şifacılar gibi uzman kişilere danıştıklarına göre, modern çağda güveni ve soyut sistemleri farklı ve özel kılan nedir?