Ahmed Rasim, bu eserinde, Darüşşafaka’da okurken yazma ilgisinin uyanmaya başladığı 1882’den Servet-i Fünun zamanına kadarki basın dünyasına ilişkin hatıralarını, yirmi dört başlıkta sunar. Kitapta, vezin ve kafiye merakının kendisinde nasıl uyandığını; Tercüman-ı Hakikat’e ilk yazı denemesini nasıl götürdüğünü; Ahmed Midhat Efendi’yi, Muallim Naci’yi ve dönemin edebiyat dünyasını; kitapçılar ve Ceride-i Havadis’e girişini; “İstibdad-ı Edebi” diye tanımladığı Sultan 2. Abdülhamid döneminde, Ahmed Midhat, Muallim Naci, İsmail Paşazade Hakkı, Üsküdarlı Salim, Şeyh Vasfi, Menemenlizade Tahir, Muallim Feyzi,
Tükendi
Gelince Haber VerAhmed Rasim, bu eserinde, Darüşşafaka’da okurken yazma ilgisinin uyanmaya başladığı 1882’den Servet-i Fünun zamanına kadarki basın dünyasına ilişkin hatıralarını, yirmi dört başlıkta sunar. Kitapta, vezin ve kafiye merakının kendisinde nasıl uyandığını; Tercüman-ı Hakikat’e ilk yazı denemesini nasıl götürdüğünü; Ahmed Midhat Efendi’yi, Muallim Naci’yi ve dönemin edebiyat dünyasını; kitapçılar ve Ceride-i Havadis’e girişini; “İstibdad-ı Edebi” diye tanımladığı Sultan 2. Abdülhamid döneminde, Ahmed Midhat, Muallim Naci, İsmail Paşazade Hakkı, Üsküdarlı Salim, Şeyh Vasfi, Menemenlizade Tahir, Muallim Feyzi, Mehmet Celal ve Andelib’le nasıl tanıştığını ve onların bazı kişilik özelliklerini; Kazım ve Eşref Paşalar gibi ediplerin şiir okuyuşlarını; Edebiyat-ı Cedide’nin doğuşunu; bu devirde edebi türlerin durumunu, edebi mahfilleri, sansürü, dil değişimlerini ve kadın şairleri; kısaca, yaklaşık yirmi, yirmi beş yıl öncesine ait hatıralarını olanca ayrıntısıyla anlatır.
Ahmed Midhat Efendi’nin süreği denebilecek Ahmed Rasim’in bugün tarih olmuş bir döneme ilişkin yaşantıdan beslenen gözlem ve değerlendirmeleri, günümüzün basın ve edebiyat dünyasına hala pek çok mesaj iletmektedir.