Usûlü zâyi edenin vusûlden mahrum olacağını söyleyen ulemâmız, Kur’an ve Sünnet’i anlayabilmek için bir menhec takip etmenin zorunlu olduğuna daima vurgu yapmışlardır. Sadece vurgu yapmakla da kalmamış, kıyamete dek bu dinin doğru anlaşılabilmesi için her ilme yönelik muazzam bir usûl sistematiği tesis edip geliştirmişlerdir. Bu ümmet asırlar boyu kendisine istikamet olarak tayin edilen bu ‘usûl’ zemininde yürüyerek itikadî ve amelî noktalarda önüne çıkan müşkilleri rahatlıkla çözebilmiştir. Eğer bugün ‘modern Kur’an telakkileri’ diye bir şeyden bahsediyorsak bu
Tükendi
Gelince Haber VerUsûlü zâyi edenin vusûlden mahrum olacağını söyleyen ulemâmız, Kur’an ve Sünnet’i anlayabilmek için bir menhec takip etmenin zorunlu olduğuna daima vurgu yapmışlardır. Sadece vurgu yapmakla da kalmamış, kıyamete dek bu dinin doğru anlaşılabilmesi için her ilme yönelik muazzam bir usûl sistematiği tesis edip geliştirmişlerdir. Bu ümmet asırlar boyu kendisine istikamet olarak tayin edilen bu ‘usûl’ zemininde yürüyerek itikadî ve amelî noktalarda önüne çıkan müşkilleri rahatlıkla çözebilmiştir. Eğer bugün ‘modern Kur’an telakkileri’ diye bir şeyden bahsediyorsak bu başlık altındaki sapmaların ‘usûl’ün zayi edilmesiyle doğrudan alakalı olduğunu unutmamalıyız.
Elinizdeki eser, bâtılın iptalinin onu reddettikten sonra doğru olanın da ispat edilmesiyle mümkün olabileceği düşüncesinden hareketle ulemamızın bize tevdi ettiği usûl müktesebatından bir katre sunmayı hedeflemektedir. Ulûmu’l-Kur’ân sahasında yazılmış birçok eserin derlemesi mahiyetindeki bu çalışmayı siz okuyucularımızla buluşturabilmiş olmaktan sürûr duymaktayız.