“Çok okumak zorunda değilsiniz, saatlerce okumak zorunda değilsiniz, her gün okumak zorunda değilsiniz, her kitabı okumak zorunda değilsiniz.”
Kitaplara ve okuma sürecine ilişkin uzun zamandır uğraş veren, yazılar yazan, anlatan, bu konuyu dert edinen Galip Çağ, günümüz okuyucusunu ve okuma eyleminin değişimini dikkatle gözlemleyerek kendi tecrübeleri ışığında konuya dair yorumlarda bulunuyor ve teklifler sunuyor.
Çoğu yoğunluğun, işin özünde bir yoğunluk olmadığı ama yoğunluk gibi göründüğü, insanın farkında olmadan “kendini kendinden kopardığı” bu esaret çağında, kitaba yer a&
Tükendi
Gelince Haber Ver“Çok okumak zorunda değilsiniz, saatlerce okumak zorunda değilsiniz, her gün okumak zorunda değilsiniz, her kitabı okumak zorunda değilsiniz.”
Kitaplara ve okuma sürecine ilişkin uzun zamandır uğraş veren, yazılar yazan, anlatan, bu konuyu dert edinen Galip Çağ, günümüz okuyucusunu ve okuma eyleminin değişimini dikkatle gözlemleyerek kendi tecrübeleri ışığında konuya dair yorumlarda bulunuyor ve teklifler sunuyor.
Çoğu yoğunluğun, işin özünde bir yoğunluk olmadığı ama yoğunluk gibi göründüğü, insanın farkında olmadan “kendini kendinden kopardığı” bu esaret çağında, kitaba yer açmanın/açabilmenin birçok yolunu, okumaya dair günümüzde ortaya çıkan birçok soruyu/sorunu titizlikle irdeliyor.
İyi okuyucuların kaç sayfa okudukları değil, okumaya ayırdıkları vakit ve yakaladıkları istikrardır onları iyi okuyucu yapan diyor Galip Çağ. Dolayısıyla iyi okuyucunun hızı değil okumaya ayırdığı vakit önemlidir. Bu ayrıma vakıf olmak ve buna göre kitapla ilişki kurmak, hızın hazzına kapılıp kıymetli metinleri ıskalamamaktır önemli olan.
Elinizdeki eser, kitapla okur arasına giren her türlü tanımlama ve tali uygulamanın teknik olarak okuma eylemini vazifeye dönüştürdüğünü savunuyor ve okuru, tüm bunları reddederek özgürleşmeye davet ediyor.