Ondokuzuncu yüzyılın ikinci yarısından itibaren önce İran`ı hemen sonra da Osmanlı devletini meşgul eden ve bilahire Bahaîlik ismiyle anılacak olan Babîlik, Esas olarak Şiilikten ve şiilikdeki mehdi inancından yola çıkmışsa da daha sonra bütün semavî dinleri birleştirdiğini iddia eden yeni bir din haline gelmiştir. 1860`lardan Osmanlı devletinin yıkılışına kadar Osmanlı devletinde mecburi ikamete tabi tutulan Bahâîler, kendilerini müslümanlık dairesi içerisinde göstermişler ve bu durum Osmanlı aydınları ve idarecilerini de tereddüdlere sevk etmiştir. Osmanlı devletinin yıkılışından sonra daha rahat hareket etmeye başlayan Bahâîler inançlarını daha net bir şekilde ortaya koymuşlardır. Okuyuculara takdim edilen Süleyman Nazif`in "Nâsıruddi
Tükendi
Gelince Haber VerOndokuzuncu yüzyılın ikinci yarısından itibaren önce İran`ı hemen sonra da Osmanlı devletini meşgul eden ve bilahire Bahaîlik ismiyle anılacak olan Babîlik, Esas olarak Şiilikten ve şiilikdeki mehdi inancından yola çıkmışsa da daha sonra bütün semavî dinleri birleştirdiğini iddia eden yeni bir din haline gelmiştir. 1860`lardan Osmanlı devletinin yıkılışına kadar Osmanlı devletinde mecburi ikamete tabi tutulan Bahâîler, kendilerini müslümanlık dairesi içerisinde göstermişler ve bu durum Osmanlı aydınları ve idarecilerini de tereddüdlere sevk etmiştir. Osmanlı devletinin yıkılışından sonra daha rahat hareket etmeye başlayan Bahâîler inançlarını daha net bir şekilde ortaya koymuşlardır. Okuyuculara takdim edilen Süleyman Nazif`in "Nâsıruddin Şah ve Bâbîler`l müellifin müşahedelerine ve duyduklarına da yer vermesi itibarı ile.de önemlidir. Süleyman Nazif`in de eserinde işaret ettiği Mehmed Behçet [Yazar] ve RefikTemîmî`nin birlikte hazırladıkları "Beyrut vilayeti" isimli eserin birinci cildinde yer alan "Bâbîler ye Babizm" ile "Bâbîler ve babizm hakkında tedklkât-ı mahalliyye" bölümleri müstesna metinler olmaları dolayısı ile kitaba ilave edilmiştir.