1933’te bir seçimle başlayıp 1945’te Sovyet ordularının Berlin’e girmesiyle dağılan Nazi İktidarının çöküşünün üstünden neredeyse 80 sene geçmesine rağmen, Nazilerin iktidarı tarihçilerin, siyaset bilimcilerin, felsefecilerin, sanatçıların gündemini ve kamusal tartışmaları neden hâlâ meşgul ediyor? Kimileri Holokost’u kimileri demokratik seçimlerin faşist bir iktidar doğurmasını, kimileri de İkinci Dünya Savaşı cephelerindeki kan gölünü örnek gösterecektir. Şüphesiz bunların hepsi doğrudur.
Ama belki de Nazi Almanyası’nın toplumsal tasavvurumuz üze
Tükendi
Gelince Haber Ver1933’te bir seçimle başlayıp 1945’te Sovyet ordularının Berlin’e girmesiyle dağılan Nazi İktidarının çöküşünün üstünden neredeyse 80 sene geçmesine rağmen, Nazilerin iktidarı tarihçilerin, siyaset bilimcilerin, felsefecilerin, sanatçıların gündemini ve kamusal tartışmaları neden hâlâ meşgul ediyor? Kimileri Holokost’u kimileri demokratik seçimlerin faşist bir iktidar doğurmasını, kimileri de İkinci Dünya Savaşı cephelerindeki kan gölünü örnek gösterecektir. Şüphesiz bunların hepsi doğrudur.
Ama belki de Nazi Almanyası’nın toplumsal tasavvurumuz üzerinde bıraktığı izin başlıca sebebi, yükselişini ve çöküşünü iyi kavramanın bizi benzer tehlikelerden koruyacağına dair inancımızdır. Nazi Almanyası her ne kadar pek çok tartışmada tekilleştirilmeye ve istisnalaştırılmaya çalışılsa da tarihsel bir fenomendir, tarihselleştirilmeye ihtiyaç duyar. Hem benzer iktidarlar kurma peşinde olanların hem de buna aman vermemeye çalışanların onun tarihinden öğreneceği çok şey vardır.
Nazi Almanyası üzerine çalışmalarıyla tanınan Prof.Dr. Jane Caplan da bu vahşetin bir daha yaşanmaması için bu kısa giriş kitabında Nazi Partisi’nin ve Nazi Almanyası’nın tarihini 1923’teki “Birahane Darbesi”nden Hitler’in 1945’teki intiharına kadar olan süreci toplumsal, siyasal ve pek tabii tarihsel boyutlarıyla kapsamlı bir şekilde ele alarak anlatıyor.
Jane Caplan Oxford Üniversitesi Tarih Bölümü öğretim üyesidir.