“Eve girdiğimizde bana bakıp tısladı, sonra öksürüyor gibi yaptı Züleyha teyze. Babam, annemin namaz kılarken giydiği çiçekli basma eteğini giymiş. Sedirin ucuna da bir kova koymuşlar. Babam gözleri kapalı, “Yetiş Züleyha,” diyerek ardı ardına sayıklıyor. Züleyha teyze, ismini duyunca göbeğini içine çekip göğsünü dışarı doğru verdi. Annem omuzlarını titreterek ters ters baktı.”
Anlam veremediğimiz, hazmedemediğimiz, vâkıf olmadığımız ya da arkasında duramadığımız her fikir her olay, soru işaretleriyle sırtımızda yük gibi bizimle yaşar gider. Anlam, bazen mesnetsiz gururdan sıyrılmak bazen
Tükendi
Gelince Haber Ver“Eve girdiğimizde bana bakıp tısladı, sonra öksürüyor gibi yaptı Züleyha teyze. Babam, annemin namaz kılarken giydiği çiçekli basma eteğini giymiş. Sedirin ucuna da bir kova koymuşlar. Babam gözleri kapalı, “Yetiş Züleyha,” diyerek ardı ardına sayıklıyor. Züleyha teyze, ismini duyunca göbeğini içine çekip göğsünü dışarı doğru verdi. Annem omuzlarını titreterek ters ters baktı.”
Anlam veremediğimiz, hazmedemediğimiz, vâkıf olmadığımız ya da arkasında duramadığımız her fikir her olay, soru işaretleriyle sırtımızda yük gibi bizimle yaşar gider. Anlam, bazen mesnetsiz gururdan sıyrılmak bazen kabullenmek bazen de çaba göstermekle ortaya çıkar. Yoksa, hayatımız önümüze dikilen her sorunda ya da sorun ettiğimiz her şeyde dramatikten komiğe, komikten trajiğe savrularak geçer.
İnsan, kendi hakkında düşünebilen, kendiyle dalga geçebilen tek varlık. Bunun nimetinden yararlanmak lazım. Büyük konuşan, sağa sola sataşan, kibirle yaşayan herkes eninde sonunda kendiyle dalga geçmek zorunda kalacaktır. Çünkü, kati bir çizgi izlemeyen hayat, kimi yerde kırılarak sizi üzerinden atabilir. Sonra hep beraber güleriz."