2011 yılından bu yana yayın programında felsefe, psikoloji, mitoloji gibi alanlarda eserlere yer veren Pinhan Yayıncılık, çizgisini zenginleştirerek yepyeni bir edebiyat dizisi başlatıyor!
Dizinin ilk kitabı Nehirde, Arjantin`in en iyi nesir yazarlarından Haroldo Conti`nin 1962 yılında kaleme aldığı ilk roman olmasının yanı sıra 20. yüzyıl Güney Amerika edebiyatının en önemli klasikleri arasında sayılmaktadır.
1976`da Arjantin`de askeri cunta tarafından tutuklanana dek Conti, üç roman ve birçok öykü kaleme almış ve Casa de las Américas başta olmak üzere pek çok edebiyat ödülüne değer görülmüştür. Haroldo Conti`nin adı gözaltında kaybolanlar listesinde yer almaktadır.
"Conti, Arjantin`in en iyi yazarlarından biri."
<Tükendi
Gelince Haber Ver2011 yılından bu yana yayın programında felsefe, psikoloji, mitoloji gibi alanlarda eserlere yer veren Pinhan Yayıncılık, çizgisini zenginleştirerek yepyeni bir edebiyat dizisi başlatıyor!
Dizinin ilk kitabı Nehirde, Arjantin`in en iyi nesir yazarlarından Haroldo Conti`nin 1962 yılında kaleme aldığı ilk roman olmasının yanı sıra 20. yüzyıl Güney Amerika edebiyatının en önemli klasikleri arasında sayılmaktadır.
1976`da Arjantin`de askeri cunta tarafından tutuklanana dek Conti, üç roman ve birçok öykü kaleme almış ve Casa de las Américas başta olmak üzere pek çok edebiyat ödülüne değer görülmüştür. Haroldo Conti`nin adı gözaltında kaybolanlar listesinde yer almaktadır.
"Conti, Arjantin`in en iyi yazarlarından biri."
- Gabriel García Márquez
"Haroldo Conti bir nehir, adaları kucaklayan dereleri ile bir delta. Onun edebiyatı, ötekilerin yalnızlığına odaklanıyor ve tıpkı nehrin yaptığı gibi onları içtenlikle kucaklıyor."
- Eduardo Galeano
"Conti`nin Paraná Deltası masalında sanki Hemingway ile Camus buluşuyor."
- Melissa Harrison, Financial Times
Bütün bir mevsim boyunca Boga ile İhtiyar, Paraná Deltası`nın sığ kumluklarında birlikte çalışarak kestikleri sazları pazardaki sepetçilere satarak geçinirler.
Ne Boga, ne de İhtiyar gereğinden fazla konuşur, buna rağmen birbirlerini çok iyi anlarlar.
Arkadaşı ve işvereni olan İhtiyar`ın "zamanı gelince" ölmesinin ardından Boga, her zaman arzuladığının bilincine vardığı hayatı yaşamak üzere hiçbir plan yapmadan, eski bir kayıkla, yalnız başına nehre açılır.
"Hayat, nehir gibi üzerinden akıp geçiyordu. Acı ve zevk beklenmedik bir şekilde birbirini izliyordu; biri öbürünü getiriyordu, her şey diğerini getiriyordu. Öyle ki iyi bakılırsa temelde her şey birdi; sonu gelmez bir şekilde akan karanlık ve taşkın bir su. O, her şeyi kabul ediyordu, bir nevi her şey kendisiydi. Hiçbir şeye isyan etmesi ya da hayatı, nehri en ufak ölçüde bile zorlaması mümkün değildi."