GAZZE’DEN BAHSETMEYİ BIRAKMA!
Gazze’deki soykırım devam ediyor. Kısa su¨reli ateşkesin ve tutsakların takasının yarattığı yeni su¨recin kalıcı olup olmayacağını zaman gösterecek. Ama her halu¨kârda ortaya çıkan göru¨ntu¨ evleri yıkılan yu¨z binler, kayıp ve yaralı on binler, haberlerde giderek rakamlara dönu¨şen insanlar. Ekran, bize izlettiği yıkımlar ve şiddet karşısında aynı zamanda bize bir kanıksama da dayatır. Ama bu kez, yaşanan yıkım, acı ve gözyaşı ekrandan taşıp yakamıza yapışıyor. Bu göru¨ntu¨ler, bir ömu¨r bizi takip edecek. Du¨nyanın bu¨tu¨n vicdanlı insanları bu olup bitenler karşısında isyan ediyor. Doğudan batıdan birçok toplum
Tükendi
Gelince Haber VerGAZZE’DEN BAHSETMEYİ BIRAKMA!
Gazze’deki soykırım devam ediyor. Kısa süreli ateşkesin ve tutsakların takasının yarattığı yeni sürecin kalıcı olup olmayacağını zaman gösterecek. Ama her halükârda ortaya çıkan görüntü evleri yıkılan yüz binler, kayıp ve yaralı on binler, haberlerde giderek rakamlara dönüşen insanlar. Ekran, bize izlettiği yıkımlar ve şiddet karşısında aynı zamanda bize bir kanıksama da dayatır. Ama bu kez, yaşanan yıkım, acı ve gözyaşı ekrandan taşıp yakamıza yapışıyor. Bu görüntüler, bir ömür bizi takip edecek. Dünyanın bütün vicdanlı insanları bu olup bitenler karşısında isyan ediyor. Doğudan batıdan birçok toplum ayaklanmış durumda. Sokaklar haftalardır soykırımın durdurulmasını talep eden kalabalıklarla dolu. Bu gösterilerin birçoğu beklenmedik şekilde yaratıcı, provakatif ve heye-canlı. Hem de bu gösterileri izledikçe bizim gösterilerimizin niçin sönük ve enerjisiz olduklarını sormamıza yol açacak kadarı. Tarihin defterinde haini, sadığı, cesuru ve korkağı yani herkesi kay-dedecek kadar yer var. Eğer bu bir işe yarayacaksa. Bosna ya da Irak savaşlarındaki kayıtların ora-da, henüz tarihin yakın sayfalarında mürekkebi kurumadan duruyor olması mesela! Bir işe yaradı mı? Nihayet bu sayısında Gazze’ye biraz daha yakından bakmayı denedi.
Dosya, M. Hüseyin Mercan’ın yazısıyla açılıyor. Mercan, Ebu Ubeyde ve Hanzala karakteri arasında bir bağ kurarak Filistin’in özgürleşme yolundaki adımlarını analiz ediyor. Yenal Göksun ise Kassam Tugayları’nın iletişim stratejilerini masaya yatırıyor. Kübra Kuruali ve Aleyna Ayan da 7 Ekim’den bu yana Gazze’de yaşananlara karşı sokakta ve sosyal medyada ses çıkaran akti-vistler Selvanur Yazıcı Sezgin, Elif Nuran Özgün, Suyun Sızısı ve Yunus Kılıç ile görüşüyor. Sernur Yassıkaya kültürel hegemonyanın Filistin konusunda ses çıkaranlar üzerinde kurduğu bas-kıyı çok sayıda örnekle anlatıyor. Beyza Karakaya, “Soykırım Kartını Oynamak yahut Soykırım Endüstrisi” başlıklı yazısıyla Holokost’u bir endüstriye dönüştürerek bundan nemalanan Siyonizm düşüncesini irdeliyor. Şule Kalkan da Hollywood üzerinden yürütülen kültürel iktidarı anlatıyor. Abdulgani Bozkurt ise yıllar önce Gazze’ye yaptığı geziden notları okura aktarıyor. Atıf Ebu Seyf’in “Ben Hâlâ Hayattayım Gazze, Artık Gazze Değil” başlıklı yazısı da Feyza Betül Aydın’ın çevirisiyle sayfalarda yerini alıyor.
Nihayet’in Kayıtlar, Hayat Memat ve Kültür Atlası sayfalarında da bu ay Gazze ile ilgili birbi-rinden önemli yazılar okuru bekliyor.
Cihan Aktaş, “Gazze’yi Düşünmek Nasıl Olmalı?” başlıklı bir yazı kaleme alıyor.
Kevser Çelikel, falafelin bir Yahudi yemeğine nasıl dönüştüğünün hikâyesini, yani kültürel sava-şın mutfağa yansıyan hâlini aktarıyor.
“Evrak-ı Perişan Arasında” serisine devam eden Necati Tonga ise 5. Mihri’nin dönemin Cumhu-riyet gazetesinde yayımlanan Kudüs mektubunu okurla paylaşıyor.
Tahsin Yıldırım, Kudüs’ten çıkan son Osmanlı askeri olan Bedri Başakıncı’nın hikâyesi ve anıları üzerinde duruyor.
İbrahim Özen de eski Kudüs mutasarrıfı Ahmet Macit Bey’i gözünden Kudüs ve havalisinin durumuna bakıyor.