“Hikâyesi uzun olan, cümleleri kısa tutar.”
Zihin bir kara kutu mudur? Yazarın zihni hep uyanık mıdır? Gerçekle kurmaca ne kadar birdir? Sır denilen, bir gün açığa çıkan mıdır? Ercan y Yılmaz, soruları bir bir yanıtlıyor romanında. Yaşam ve yazma eylemi arasındaki sınırı kaldırırken, hafızayı da sorguya çekiyor. Unutmak ve hatırlamak istememek; ikisi aynı olamaz.
O Öyle Olmadı, bütün renklerin beyaz olduğu bir coğrafyada, yitirişin değil, hiç sahip olamayışın romanı; Bünyamin’in, Meçhul’ün Asal’ın ve Ercan’ın, dostlukla tamamlanma hikâyesi. Anlatılanlar ne kadarı doğru bilinmez. Belki de o öyle
Tükendi
Gelince Haber Ver“Hikâyesi uzun olan, cümleleri kısa tutar.”
Zihin bir kara kutu mudur? Yazarın zihni hep uyanık mıdır? Gerçekle kurmaca ne kadar birdir? Sır denilen, bir gün açığa çıkan mıdır? Ercan y Yılmaz, soruları bir bir yanıtlıyor romanında. Yaşam ve yazma eylemi arasındaki sınırı kaldırırken, hafızayı da sorguya çekiyor. Unutmak ve hatırlamak istememek; ikisi aynı olamaz.
O Öyle Olmadı, bütün renklerin beyaz olduğu bir coğrafyada, yitirişin değil, hiç sahip olamayışın romanı; Bünyamin’in, Meçhul’ün Asal’ın ve Ercan’ın, dostlukla tamamlanma hikâyesi. Anlatılanlar ne kadarı doğru bilinmez. Belki de o öyle olmadı.
“İnsan isterse bir öyküye dahil olabilir, şiirde yaşlanabilir ya da bir romanda susabilir ama hiçbir zaman masalının dışına çıkamaz.
Denersin. Yüksek bir yere çıkarsın, ‘Burada masal yok,’ dersin, bulutlar seni yanıltır. İnersin derin bir mağaraya. Serinlik, buradayım der; seni yanıltır. Yüzersin. Kaçamazsın. İnsan masalından kaçamaz, bir de topraktan…”