12 Eylül 1980 hiç uzak değil. Hele o günden kalan düzenin içindeyken Türkiye, her yerde darbenin açtığı yaralar kanamaya devam ediyorken. Ama bugün *Zamanaşımı* diyorlar. Oysa işkenceden geçirilenlerin, kaybedilenlerin, idam edilenlerin acıları zaman durmuşçasına taze. Anneler henüz oğullarının mezarını bulamadı. Kadınlar kocalarının, çocuklar anne ve babalarının üniformalı katillerinin cezalandırıldığını görmedi.
İsmail Saymaz ‘Oğlumu öldürdünüz, arz ederim’ kitabında devletin tetikçilerini, işkencecilerini nasıl koruduğunu anlatıyor. Yargının suçluları adaletten kaçırmasını, Meclis’in örtbas etme çabalarını belgelerle ortaya koyuyor. Bu kitapta adalet hasretiyle 32 yıl geçiren insanlar ‘bitmeyen acıyı’ anlatıyor. Onların sözleri
Tükendi
Gelince Haber Ver12 Eylül 1980 hiç uzak değil. Hele o günden kalan düzenin içindeyken Türkiye, her yerde darbenin açtığı yaralar kanamaya devam ediyorken. Ama bugün *Zamanaşımı* diyorlar. Oysa işkenceden geçirilenlerin, kaybedilenlerin, idam edilenlerin acıları zaman durmuşçasına taze. Anneler henüz oğullarının mezarını bulamadı. Kadınlar kocalarının, çocuklar anne ve babalarının üniformalı katillerinin cezalandırıldığını görmedi.
İsmail Saymaz ‘Oğlumu öldürdünüz, arz ederim’ kitabında devletin tetikçilerini, işkencecilerini nasıl koruduğunu anlatıyor. Yargının suçluları adaletten kaçırmasını, Meclis’in örtbas etme çabalarını belgelerle ortaya koyuyor. Bu kitapta adalet hasretiyle 32 yıl geçiren insanlar ‘bitmeyen acıyı’ anlatıyor. Onların sözleri insanlık suçlarında zamanın adalet için durması gerektiğini gözler önüne seriyor.