“Çocukların öğütten çok, örneğe ihtiyacı vardır.” J. Jaubert
“Goncalar Solmasın” elbette… Ama nasıl? “Melis, altı yaşında, çok tatlı ve şirin bir öğrenciydi. Yeni müfredat gereği tüm yazı çalışmalarını el yazısıyla yazıyorduk. Melis, el yazısını yazmakta zorlanıyordu. Yazı yazarken ‘üf püf’ ediyordu. Yazı yazmayı bırakmıştı. Ben bunu yapamıyorum, diye üzülüyordu. Melis’in yanına yaklaştım ve yanağından bir ‘bıdık’ aldım ve kendisine şunu söyledim: ‘Bence, sen bu yazıyı çok güzel yazabilirsin, fıstık!&rsqu
Tükendi
Gelince Haber Ver“Çocukların öğütten çok, örneğe ihtiyacı vardır.” J. Jaubert
“Goncalar Solmasın” elbette… Ama nasıl? “Melis, altı yaşında, çok tatlı ve şirin bir öğrenciydi. Yeni müfredat gereği tüm yazı çalışmalarını el yazısıyla yazıyorduk. Melis, el yazısını yazmakta zorlanıyordu. Yazı yazarken ‘üf püf’ ediyordu. Yazı yazmayı bırakmıştı. Ben bunu yapamıyorum, diye üzülüyordu. Melis’in yanına yaklaştım ve yanağından bir ‘bıdık’ aldım ve kendisine şunu söyledim: ‘Bence, sen bu yazıyı çok güzel yazabilirsin, fıstık!’ Melis’in gözleri fal taşı gibi açıldı, sevinçten âdeta yerinde duramadı. Melis, o gece geç saatlere kadar el yazısı çalışması yapmıştı. Annesi neden hâlen uyumadığını sorduğunda: ‘Anne, öğretmen bana bıdık yaptı, fıstık, dedi. Ben öğretmenimi çok seviyorum. El yazısını yazmayı öğrenip, öğretmenime yarın sürpriz yapacağım.’ demiş.” Hacı Ormanoğlu, bu kitabında “Goncalar Solmasın”da, özveri ve sevgiyle oluşturduğu öğretme-eğitme deneyimlerini, hikâye tadında bir kez daha bizlerle paylaşıyor ve goncalarımızın solmaması için neleri nasıl yaptığını ve de daha neler yapılabileceğini, meslektaşlarına mükemmel bir örnek olarak anlattığı gibi, ebeveynleri de tatlı tatlı eğitiyor aslında.