Modernitenin sonuçlarının bütün insan hayatına sirayet etmişliğine karşın Batı tarihi, kültürü ve düşüncesi hakkında nitelikli, objektif çalışmalara sahip olduğumuzu söylemek mümkün görünmemektedir. Batıya ilişkin malumatımız çoğunlukla Batılıların kendilerini anlattıkları propaganda nitelikli bilgilerden öteye gitmemektedir. Bu kolaycılığımız yüzünden Batı, “The West and the rest” tavrıyla demokrasi, insan hakları vb. değerler üzerinden Batı tarihi ve gerçekleri ile hiç de uyumlu olmayan “ideal” bir imaj sunmakta, dünyanın geri kalanını her hâl ve şartta sigaya çekme hakkını kendind
Tükendi
Gelince Haber VerModernitenin sonuçlarının bütün insan hayatına sirayet etmişliğine karşın Batı tarihi, kültürü ve düşüncesi hakkında nitelikli, objektif çalışmalara sahip olduğumuzu söylemek mümkün görünmemektedir. Batıya ilişkin malumatımız çoğunlukla Batılıların kendilerini anlattıkları propaganda nitelikli bilgilerden öteye gitmemektedir. Bu kolaycılığımız yüzünden Batı, “The West and the rest” tavrıyla demokrasi, insan hakları vb. değerler üzerinden Batı tarihi ve gerçekleri ile hiç de uyumlu olmayan “ideal” bir imaj sunmakta, dünyanın geri kalanını her hâl ve şartta sigaya çekme hakkını kendinde gösterebilmektedir.
Oysa Batılılar, Batı dışı dünya hakkında kanaatlerini Doğu toplumlarının kendilerini takdimleriyle değil, Doğu’nun dil, tarih, coğrafya ve tüm kültürüne ilişkin kendi özgün çalışmalarıyla oluşturmuştur (oryantalizm) ve siyasetlerini buna göre şekillendirmektedirler. Bu durum bizim için de geçerli olmalıdır. Buna göre Batı hakkında kanaat oluştururken artık Batılılar tarafından verilmiş hazır cevaplar yerine özgün, objektif, oksidentalist çalışmalara ihtiyaç vardır. Kitapta gösterildiği üzere Batı tarihine bakıldığında, Doğu’nun “duygusal”, “mistik”, Batı’nın “akılcı”, “gerçekçi” vs. olduğu türünden yine bize dönük tarifler içeren yargıların hiçbir gerçekliğinin olmadığı, mistisizmin, irrasyonalizmin hem de çok daha fazla Batı için geçerli olduğu açıktır.