Şafak sökmek üzereydi. Gökyüzünde dağ kadar bir alev topu göründü. Öyle bir alev topu ki; güneş kadar parlak. Yenisey, Abakan, Tunguzka ırmaklarının suları alev alev tutuştu, mavilikler kızıla boyandı. Alev topu yaklaştı, yaklaştı, yeryüzüne çakılmadan öyle bir patladı ki; ses bütün Sibirya’da duyuldu, yer gök sarsıldı, Sibirya ayağa kalktı. İşte o sabah, o büyük ışık, Abakan ırmağının kıyısındaki Üzüm köyüne bir çocuk bıraktı. Adını Pora Hızıloğlu Katan koydular. Tarih 5 Mayıs 1862’yi gösteriyordu. Sibirya Türklerinin bütün masallarını derleyecek olan ilk insan bu çocuktu. Onu
Tükendi
Gelince Haber VerŞafak sökmek üzereydi. Gökyüzünde dağ kadar bir alev topu göründü. Öyle bir alev topu ki; güneş kadar parlak. Yenisey, Abakan, Tunguzka ırmaklarının suları alev alev tutuştu, mavilikler kızıla boyandı. Alev topu yaklaştı, yaklaştı, yeryüzüne çakılmadan öyle bir patladı ki; ses bütün Sibirya’da duyuldu, yer gök sarsıldı, Sibirya ayağa kalktı. İşte o sabah, o büyük ışık, Abakan ırmağının kıyısındaki Üzüm köyüne bir çocuk bıraktı. Adını Pora Hızıloğlu Katan koydular. Tarih 5 Mayıs 1862’yi gösteriyordu. Sibirya Türklerinin bütün masallarını derleyecek olan ilk insan bu çocuktu. Onun arşivini İstanbul’a getirten ilk insan da Mustafa Kemal Atatürk oldu. O arşivden yararlanarak bu masalları yazan da Yücel Feyzioğlu.