Gogol’ün ilk kez 1842’de yayımlanan romanı Ölü Canlar, 19. yüzyıl Rus edebiyatının başyapıtı niteliğindeki eserlerinden biridir. Yazarın Dante’nin İlahi Komedya’sından esinlenerek üç cilt olarak tasarladığı eserin ilk cildi sansür komitesinden büyük eleştiriler alır, ikinci cildi ise ağır bir bunalım döneminden geçen Gogol tarafından yakılır, birkaç kez yeniden yazdığı bu bölümler sonradan yayımlanır, üçüncü cildiyse hiç yazılamamıştır.
Düzenbaz Çiçikov, zengin olmak hayaliyle kurguladığı şüpheli planını uygulamak üzere
Tükendi
Gelince Haber VerGogol’ün ilk kez 1842’de yayımlanan romanı Ölü Canlar, 19. yüzyıl Rus edebiyatının başyapıtı niteliğindeki eserlerinden biridir. Yazarın Dante’nin İlahi Komedya’sından esinlenerek üç cilt olarak tasarladığı eserin ilk cildi sansür komitesinden büyük eleştiriler alır, ikinci cildi ise ağır bir bunalım döneminden geçen Gogol tarafından yakılır, birkaç kez yeniden yazdığı bu bölümler sonradan yayımlanır, üçüncü cildiyse hiç yazılamamıştır.
Düzenbaz Çiçikov, zengin olmak hayaliyle kurguladığı şüpheli planını uygulamak üzere yerel toprak ağalarının hayatta olmayan kölelerini kâğıt üzerinde satın almak için kasaba kasaba dolaşır. Gogol, okuyucuya Çiçikov’un serüvenlerini aktarırken aptallığıyla, açgözlülüğüyle, mülkiyet hırsıyla ettiği alay Rus toplumunun ahlaki eksikliklerini ve bireylerin zaaflarını ortaya koyar.
Ölü Canlar’ın bu ilk cildinde dönemin Rus toplumunun derinliklerine inerek sosyal ilişkiler ağına ışık tutan hiciv niteliğinde bir toplumsal eleştiri, “bir epik şiir”dir. Gogol’ün keskin gözlem yeteneği ve karakter analizlerindeki derinlik eserin her sayfasında kendini hissettirir. Ölü Canlar, yalnızca bir roman değil aynı zamanda Rus toplumunun aynasıdır.
“Gogol’ün kahkahasının ardında görünmez gözyaşları hissedersiniz.”
Aleksandr Puşki