Erendiz Atasü’nün 1990 ve 1998 yıllarında ayrı ayrı yayımlanan Onunla Güzeldim ve Uçu adlı iki öykü kitabını tek bir kitapta toplayan bu seçki, Atasü edebiyatının yapıtaşlarından biridir. Feminist bir yazar olan Atasü, bu öykülerde kendi yaşamından da izler taşıyan *kadınlığı*, *yalnızlığı* ve toplum içinde *kadın olma* hallerini yalın bir şekilde irdeler. Mitolojiden bu yana değişen ve dönüşen, toplumsal koşullara başkaldıran, özgürlüğü için savaşım veren kadınların, topraktan ve doğa anadan nasıl güç aldıkları okura bir masal, bir destan gibi sunuluyor.
*Aklının denetiminden çıkmış gövdesini duyumsamak çocuksu bir neşeyle dolduruyordu kadını. Artık hiçbir şeyin önemi yoktu.Ne melankolik ve durgun Kuzey’in, ne güzel ama iğrenç Ak
Tükendi
Gelince Haber VerErendiz Atasü’nün 1990 ve 1998 yıllarında ayrı ayrı yayımlanan Onunla Güzeldim ve Uçu adlı iki öykü kitabını tek bir kitapta toplayan bu seçki, Atasü edebiyatının yapıtaşlarından biridir. Feminist bir yazar olan Atasü, bu öykülerde kendi yaşamından da izler taşıyan “kadınlığı”, “yalnızlığı” ve toplum içinde “kadın olma” hallerini yalın bir şekilde irdeler. Mitolojiden bu yana değişen ve dönüşen, toplumsal koşullara başkaldıran, özgürlüğü için savaşım veren kadınların, topraktan ve doğa anadan nasıl güç aldıkları okura bir masal, bir destan gibi sunuluyor.
“Aklının denetiminden çıkmış gövdesini duyumsamak çocuksu bir neşeyle dolduruyordu kadını. Artık hiçbir şeyin önemi yoktu.Ne melankolik ve durgun Kuzey’in, ne güzel ama iğrenç Akdeniz’in, ne soluk benizli müzisyen delikanlının, ne sağlıklı ve küçük kafalı gondolcunun. Yaşıyordu, kendisiydi, temel varlığıyla, gövdesiyle aynıydı.”