Zaman, bir hayalettir, yaşanmışlıkları ondan korumak gerek.
Semra Aktunç, öykülerinde eski İstanbul`un çok dilli, çok dinli, çok kültürlü, kozmopolit dünyasını ustaca resmeder. Bilir ki en geniş arşiv bellek ve yazıdır. Öykü yazmaktaki amacı, yaşadıklarını zamanın öğütücülüğüne karşı korumaya almaktır.
Aktunç, 1967`de üyesi olduğu Sinematek`in, Tomris Uyar`la dostluğunun, Vüs`at O. Bener ve Demir Özlü öykücülüğünün edebiyatına büyük katkısı olduğunu söyler ki, Öp Bizi Boğaziçi de bu dostluklardan izler
Tükendi
Gelince Haber VerZaman, bir hayalettir, yaşanmışlıkları ondan korumak gerek.
Semra Aktunç, öykülerinde eski İstanbul`un çok dilli, çok dinli, çok kültürlü, kozmopolit dünyasını ustaca resmeder. Bilir ki en geniş arşiv bellek ve yazıdır. Öykü yazmaktaki amacı, yaşadıklarını zamanın öğütücülüğüne karşı korumaya almaktır.
Aktunç, 1967`de üyesi olduğu Sinematek`in, Tomris Uyar`la dostluğunun, Vüs`at O. Bener ve Demir Özlü öykücülüğünün edebiyatına büyük katkısı olduğunu söyler ki, Öp Bizi Boğaziçi de bu dostluklardan izler taşıyor ve yalın anlatımı, incelikli gözlemleri, duru Türkçesiyle okuruna yaşanmışlıkların izinde rehberlik ediyor. Eski ve yeni İstanbul, geçmiş ve şimdi hem iç içe hem de birbirinden çok uzak duygularla bir bütündür, Öp Bizi Boğaziçi`nde.