Yazarımız Ergül Laçinel tarafından, 1999 Gölcük depreminden esinlenerek kaleme alınan Üzeyir’in hikâyesi...
Bütün bu ses, ışık, ısı, curcunası kulakları yırtan bir sürü kadın, çocuk, erkek feryatları ile karışıp iskambil kâğıtları gibi, katlanıp devrilen duvarları delerken, elini tutmaya çalıştığı karısına bir türlü yaklaşamaz. Korkunç bir karanlığın içindedirler. Sanki kalın bir karton koliye sıkıştırılmış gibi iki büklüm olmuşlar…
Aradan belki bir yıl, belki bir saat, belki de bin yıl geçtiğini düşünmeye başlarlar. Kulakları yırtan,
Tükendi
Gelince Haber VerYazarımız Ergül Laçinel tarafından, 1999 Gölcük depreminden esinlenerek kaleme alınan Üzeyir’in hikâyesi...
Bütün bu ses, ışık, ısı, curcunası kulakları yırtan bir sürü kadın, çocuk, erkek feryatları ile karışıp iskambil kâğıtları gibi, katlanıp devrilen duvarları delerken, elini tutmaya çalıştığı karısına bir türlü yaklaşamaz. Korkunç bir karanlığın içindedirler. Sanki kalın bir karton koliye sıkıştırılmış gibi iki büklüm olmuşlar…
Aradan belki bir yıl, belki bir saat, belki de bin yıl geçtiğini düşünmeye başlarlar. Kulakları yırtan, yürekleri delen o feci çığlıklar, yavaş yavaş azalır ve durur. Korkudan ve ağlamaktan bitkin düşen yavrusuna zorlukla kıpırdatmaya çalıştığı sol elini kullanarak avucundan hiç bırakmadığı biberondaki sütünü içirir. Yavru yarı baygın uykuya dalar.